Kahpe
“Eski kulağı kesik muhabbetleri – 1”
Bilir kime vereceğini Ucuza gitmez öyle Sağlam kahpedir Gösterir, koşturur Koklatır, ama elletmez İmamı baştan çıkarırda Hafızı, müezzini sıraya dizer Mahalleden çarşıya Beş mahalle geçerde inersin Beşinde de sevdalıları vardır En sağlamından belalıları vardır Allem eder kalem eder yinede Hepsinin gönlünü hoş eder Vedat abi vardı tırcı Bir hafta burada, bir ay yolda Onun arabasını aldı önce Kondu üstüne, vermedi Çocukları isteyecek olmuş Oyalamış günlerce Üstüne geçirtmiş sonra Ocağını da yıktı adamın Keresteci Mamut vardı sonra Adam kendisi harbi kereste Ama para gani, oda düştü Yandı tutuştu buna Ev almış, arsa vermiş Altınlar, mücevherler gırla Daha hangini sayayım kardeşim Laf aramızda Ben pavyonda tanımıştım O zamanlar daha bi zayıftı Fıstık gibi karıydı Allah var Gençtik ikimizde, işlerimizde iyiydi Takıldık üç-beş gün Fena paramı yedi hatun Sonra işlerim bozuldu Ne selam ne sabah Uzaktan öyle kedi gibi Mır mır yalanmaca Çarşıda dükkânı var şimdi İşleri tıkırında, oda yaşlandı Umreye mi ne gitmiş Ne diyeyim arkadaş? Yalnız var ya çok güzel gözleri vardı Şöyle işveli baktı mı, içim kaynardı. Konuşmalar bir âlem, hele sesi Sabah akşam dinlesem… Neyse içelim birer tane daha Gamlandım yine, ülen sende Nerden aklıma getirdin, be… İstanbul |
tebrikler yazan kaleme,
yasemin...