Çırak Lâzım
“Çırak Lâzım”
Hevesli olacak bir kere Önce efendi gibi izleyecek, Görecek ne olup bittiğini. Anlamaya gayret edecek. Sahada çalışacak, terleyecek. Zoru görünce korkmayacak Bir iki zahmetten yılmayacak Gözlemleyecek, soracak ama Cevaplarını da not alacak. İllâ okuyacak ve test edecek. Teori ve pratiğin harmanı ile Öğrenecek babam öğrenecek... Ve tabii azimli, sebat sahibi, Sabırlı olacak muhakkak, Edepli, adâplı olacak illâ. Hatta vefâlı, ki olmazsa, olmaz… Saygı olmadan da olmaz asla… Sır taşıyacak, Laf taşımayacak. İş yerinde ne olursa olsun Orada kalacak, unutulacak. Kalfasını üzmeyecek, İhanet nedir bilmeyecek Ustasına yakışacak çırak lâzım. İlk haftalığını aldığında eline Başı dik geçip şöyle mahalleden İki taze ekmeği alıp kolunun altına Adam gibi koymalı sofraya. Şımarmadan, haddini aşmadan Kibirli değil ama onurlu, gururlu Ne gelirse gelsin başına, namuslu… Kadrini bilecek önce bastığı toprağın Doğuran anasının, yolunu gözleyecek kadınının Avucuna bakacak bebesinin Şükrünü etmeli bin defa. Kalfa oldu ise helâl olsun ona, Ustalığa açıktır artık yolu. Hele bir usta olursa, oh maş’Allah, Ona verilen emekler helâldir artık. Şimdi çırak yetiştirmek sırası, onda… Kolay mı öyle çırak olmak? 23 Mart 2011 – İstanbul |
güzeldi şiriniz
kutlarım...
saygı ile