düş anbarında bir dirhem gülGece karası gözlerin hicranın ıssız duvarlarına yaslanıp gözlerimi mavi halıya mıhlamayarak senli cümleler geliyor bana pulsuz beyaz duvaklı bir kağıt ağıt yakarmışcasına ıslak yüreğimi kalemimi ilmekleyip yine yollarına düşüp arsız yağmurların altında vuslat filizi ekmek gece; içten içe kanayan sensizliğimi tuzlu gözlerimle vaftiz edilişinde zaman dilimi özlem; eğilip odamın karanlık duvarlarını yıkıyor yanıklarıyla asılı kalmış düşler peydalanıver Marmara"nın maviliğinde Eminönü; hicran yaralarıma tuz basmakta. niyetlenip yaraların nedenini soracak oluyor toprağa düşen her gözyaşımı bulutları ilmekleyip senin şehrine yağmur diye göçüyor kirpiklerimi silen rüzgar uzanıp senin kokunu getircek soluyor olcağım cancağızım düş anbarında bir dirhem gül dudaklarıma değdirip sana geleceğim sonsuzluğa senli cümleleri yazmak güllerimin gözyaşlarında yıkanmış adını kazıyacağım yüzümün coğrafyasında hüsnüyusuflarımı gamzene ilmeklemeye geliyorum. üşüdüm hicranın altında sarılayım maviliğine bir coçuğun annesinin göğsüne kıvrılması gibi. susadım yâr kalemim sen kokan cümlelerle doldursun gönlümü gözlerim gözlerinden başka yurt edinmedi cancağızım ve Vuslat bize Bir Şems kadar yakın cennetin ılık baharları karışacak yüreğe özlem hicranın nabızlarında bizim için atıyor gül desenli düşlerimiz hicranı yakacak maviliğinde eriyip her daim vuslatı yaşamak 22/03/2011 gordion |
cennetin ılık baharları karışacak yüreğe
özlem
hicranın nabızlarında bizim için atıyor
gül desenli düşlerimiz
hicranı yakacak
maviliğinde eriyip her daim vuslatı yaşamak
Dost yine mükemmel olmuş dizeler,yüregine ve ellerine sağlık.
Saygılarımla...