)(-)(-)(-BUĞULU CAMLARA YAZDIM ADINI-)(((-122-)(-)(-)(
………………………………………………………………………………………………………………………………………
Beni Candan Usandırdı Beni candan usandırdı Cefadan yar usanmaz mı Felekler yandı ahımdan Muradım şemi yanmaz mı Şeb-i bimarına canan Deva-i dert eder ihsan Niçin kılmaz bana derman Beni bimarı sanmaz mı Gül-i ruhsarına karşı Gözümden kanlı akar su Habibim faslı güldür bu Akar sular bulanmaz mı Gamım pünhan tutardım ben Dediler yare kıl ruşen Desen ol bivefa bilmem Seni gör geç utanmaz mı Şeb-i hicran yanar canım Döker kan çeşm-i bir yanım Uyarır halkı efkanım Kara bahtım uyanmaz mı Değilim ben sana mail Sen ettin aklımı zail Bizi tan eyleyen cahil Hüdasından utanmaz mı Fuzuli rindi şeydadır Hemişe halka rüsvadır Sorun ki bu ne sevdadır Bu sevdadan usanmaz mı …………………………….. FUZULİ ……………………………. 1480-1556. Kerbela’da doğdu. Asıl adı Mehmet Bin Süleyman’dır. Şiirlerinin başkaları tarafından alınmasını engellemek amacıyla, gereksiz, yararsız anlamına gelen Fuzuli adını kullandı. Gençliğine ilişkin ayrıntılı bir bilgi bulunmamasına karşın, yapıtları incelendiğinde iyi bir eğitim gördüğü anlaşılmaktadır. İslami ilimlerden Fars edebiyatına, tasavvuftan hekimliğe dek çok yönlü bilgiye sahipti. Şii olan Fuzuli yaşamının büyük bir bölümünü Kerbela’da geçirdi. Ali Şir Nevai, Nesimi ve Necati gibi şairlerin şiir anlayışını benimseyen Fuzuli Türkçe, Arapça ve Farsçayı tüm incelikleriyle bilmekteydi. Halk dilinde geçen deyimlerden Kuranda geçen hadislere dek her türlü kavramı kullandı. Belki bundan dolayı her kesimde geniş ilgi buldu. Başta 1. Süleyman (Kanuni) olmak üzere birçok kişiye övgüler yazdı. Ancak genelde saraydan uzak tutuldu.Fuzuli şiirinin temelde ilim ve sevgi üzerine kuruludur. Yapıtlarını çeşitli dillerde vermesine karşın ağırlıkla Azeri ağzını kullandı. Kendisinden sonraki hemen tüm şairleri etkiledi. »Hadikatü’s-Süeda«, »Leyla ile Mecnun«, »Türkçe Divan«, »Enisü’l-Kalb», »Fuzuli’nin Mektupları«, »Terceme-i Hadis-i Erbain«, »Rind ü Zahid«, »Arapça Divan«, »Matlau’l-İtikad«, »Heft Cam« adlı yapıtları bulunmaktadır. Ayrıca 19. yüzyılın ilk yarısında yaşadığı bilinen ve az sayıda şiiri bugüne ulaşabilen başka bir Fuzuli daha bulunmaktadır. Şiirlerinde hece ve aruz ölçülerini ustaca kullanmasından yola çıkılarak eğitimli olduğu düşüncesine varılmaktadır.Kerbela’da öldü ve orada toprağa veridi. KAYNAK:© BeKa Sitesi …………………………………………………………………………………………………………………………………….. )(-)(-)(-BUĞULU CAMLARA YAZDIM ADINI-)(((-122-)(-)(-)( Beni nasıl yaktı Canan Bu sevdadan yâr yanmaz mı İflah olmaz aşkla yanan Badeler içse kanmaz mı Ben cananı can bilirken Bir girdapta çevrilirken Yavaş yavaş da ölürken O yâr beni hiç anmaz mı Naz mı yapar yüze gülüp Bakışıyla gönlüm delip Bu sevdadan Şeyda olup Gözüm yaşı hiç dinmez mi Sevdan ile boğulmasam Bulut olup dağılmasam Seviyorum seni desem Bana o yâr inanmaz mı Sitem vardır her bir ah’ta Ece arar gönül taht’a Pervane olup semahta Aşkı için de dönmez mi Vurgunum bahçe bağına Konuk olsam otağına Çıkmış ise kaf dağına Buyur desek de inmez mi Lüzumsuz unutma emi Otursun sevdanın demi Yaktı isen murat şemi Mumun ışığı sömez mi SADIK DAĞDEVİREN Aşık Lüzumsuz ETEK YAZILARI CANAN:Sevgili,yar İFLAH: Kötü, güç bir durumdan kurtulma, iyi bir duruma gelme, onma. SEMAH:Dönüş,dolanma BADE:İksir,aşk şarabı GİRDAP: Bir engelle karşılaşan su veya hava akıntısının dönerek ve çukurlaşarak yaptığı çevrinti, ters akıntıların oluşturduğu dönme, eğrim, çevri, anafor ŞEYDA:Deli Mecnun SİTEM: Bir kimseye, yaptığı bir hareketin veya söylediği sözün üzüntü, alınganlık, kırgınlık vb. duygular uyandırdığını öfkelenmeden belirtme OTAĞ: büyük süslü çadır KAF:Masal dağı ŞEM: Mum |
sağlıcakla kalın