)(-)(-)(-BUĞULU CAMLARA YAZDIM ADINI-)(((-115-)(-)(-)(
………………………………………………………………………………………………………………………….
Öyle Gel Hakikat sırrına ermek istersen Gönülden gönüle gir de öyle gel Erenler yoluna girmek istersen Evvel bir kamile var da öyle gel Arıt vücudunu kinden boş eyle İncitme kimseyi gönül hoş eyle İlim irfan kaynağından nuş eyle Cehaleti yele ver de öyle gel Esrari der dostum işte hal böyle Arif ol mecliste kelamı dinle Sadık ol sözünde gerçeği söyle Özünü ver yola sür de öyle gel OZAN ESRARİ-(Esrari-3) 1958 yılında Kırıkhan’da doğdu. Asıl adı Mehmet Şahan’dır. İlkokulu Hassa’nın Çınarbaşı köyünde okudu. Sonraki yıllarda ortaöğrenimini dışarıdan tamamladı, yükseköğrenimini ise 3. sınıftan sonra bırakmak durumunda kaldı.Doğanşehir’in Toprak tepe köyünden gelip Kırıkhan’a yerleşen bir ailedendir.Aşıklık geleneğine ve şiire ilgisi küçük yaşlarda başladı. Yaklaşık 8 yaşında bağlama çalmayı öğrendi. Aynı dönemlerde şiir de yazmasına karşın daha sonra bu şiirler kayboldu. Nüfusa 5 yaş büyük olarak kaydedilmesi nedeniyle ilkokuldan sonra askere alındı. Askerlik dönüşü ise bir akrabasıyla evlendirildi. Sonra yıllarda ayrılarak yeniden evlendi. Aşıklık geleneğini öğrenmesi ve kendini geliştirmesinde Aşık Mahrumi, Mehmet Çoban ve Seyit Müslim Dede’nin katkıları oldu. Esrari mahlasını da bu dönemden sonra kullanmaya başladı. Türküleri bilinen birçok sanatçı tarafından seslendirilen Ozan Esrari, Türkiye ve Türkiye dışında birçok şenlik ve etkinliğe katıldı. Ayrıca dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel tarafından davet edilerek, öteki bazı aşıklarla birlikte cumhurbaşkanlığı köşkünde konuk edildi.Ozan Esrari, Türkülerinin bir bölümü “”Bad-ı Saba”” adlı albümde topladı. …………………………………………………………………………………………………………………………………….. )(-)(-)(-BUĞULU CAMLARA YAZDIM ADINI-)(((-115-)(-)(-)( Hakka iyi bir kul olmaksa murat Kur’andan sırları derde öyle gel Yarım iman ile geçilmez sırat Yaratan’a ikrar ver de öyle gel Mevlâ’ mın kitabı ve ışığında Eren evliyanın bal kaşığında İlim irfan veren dost eşiğinde Önce pişsin gönül erde öyle gel Hatmedersen şayet kelamullahı Yüzünde görürsün nurlanan mah’ı Allâh nasip etsin gör Beytullahı Yüzünü kâbe’ ye sür de öyle gel Yunus Mevlana’da gör gerçek dostu Sabr ile dolacak illaki testi Hakkı zikir ile bulduğun postu Gönül dergahına serde öyle gel Aklından fikrinden şerri silersen Mazlumla ağlayıp onla gülersen Beş vakit ile sen miraç dilersen Bir mümin koluna gir de öyle gel Ne sırlar saklıdır dalsan azura Bilal’in sesine olsun nazire Abdesti alıp ta hakk-ı huzura Muhammet aşkıyla dur da öyle gel Şu ömür dediğin bir gönül kuşu Yaptığın her işte olmalı huşu Lüzumsuz korkuyla gördüğün düşü Sen yine de hayra yor da öyle gel Sadık Dağdeviren Aşık Lüzumsuz |