Anne - V -Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Bir ben miyim bu kadar az
Bu yoksulluktur ............................. İnsan diyorlar aslıma Aslımız topraktır ............... yaşam ateşimin kıyamadığım gözlerine armağanımdır! ‘yoruldum bütün yaşları çocukluğuma taşımaktan’ Şükrü ERBAŞ /değdi buza küçük elleri ve dondu kalbi dağ başında çiçek enkazı şimdi; çocukluğunun ellerinden tuttukça yeşeren ve tulumbadan hayal kırıklığı çeken çocuk!/ anne ölüler çığlık atıyor düşümde neresinden bakarsam bakayım, can kırığı gözlerinde neresinden tutarsam ufalanıyor diriler içimde parçalanmış hayatlarda birer faniyiz hepsi bu işte! tenhalığımdan ürküyormuş kalabalık yalnız(lık)lar oysa; çekildiğim eşik yaşam imtihanıdır, görmüyorlar! anne ne zaman uzansa umudum yarınlara nef(e)sim daralıyor, abanıyor omzumdan aşağıya pişmanlara dokunurken, sözlerim; acı bir inilti bırakıyor boşluğa anne kalp de kabuk bağlar mı? bağlıyormuş! nasırlı kan ırmakları döküyorlar şehvetli kinleriyle baksana! anne sabrının o ilahi gücünden aşıla bana! firardayım, gecelerden gece, suretlerden suret ve gölgelerden yabancı sesler beğeniyorum kendime kayıp bir iz bırakıyorum dünyaya, bulamıyorum sonra ben bile! hatalarım ve yanlışlarım oldu, cennetim için dua et bana anne! hüznüm katran karası, acıya ramak kala üzerimde tepinen bu beyinler hırpalarken ruhumu önce bağlayıp, sonra kesemediğim iplikler düğüm oldu boğazımda adaklarım şimdi kuzguni bir gecenin mor kabusunda figanda anne, yollarıma nefret taşları diziyorlar hayat kısa, insan(lık) baki, iyilik sonsuz diyorum inanmıyorlar bana merhamet! kötülerden çok mu uzak? sorsana onlara! unutmaya programlı insanlar, unutulacaklar, bilmiyorlar! anlatsana! cadı kazanında günah keçisi olmak neyi değiştirir? kuzudan bozma zavallı bir kurt olmaktan başka! biliyorsun işte beni, yalanım yok! ispat değil derdim -ki; haklıyım! ama haklı olmak hiçbir işe yaramıyor bu kurtlar sofrasında! /anne; özlemin taşıyor şimdi, şah damarımın aç kuyusunda…/ fulya/mart2011 |