Bahçede inziva...bir dizi kanlı sağ yanağı ıslatan eylem çocuksu düş(me)lerine dünün girdabı bahçede inziva... bulutsuz göğün altı yeşil iki kat arası on basamaklı mermer merdivenin taze boyalı demir parmaklığa yaslı baharın gelini erik ağacının kınalı elleri... neşeli kuş cıvıltıları ve eşlik eden bir arı ve sinekler yalnızlığa isyan sesleri etrafta dolanırlar güneşlenir beyaz badanalı yüksek duvarın dikenli teli sarılı sarmaşığı nemli topraktan kaçmış minik salyangoz ürkek kertenkele vakitsiz can suyu bekleyen kırmızı bakara gülü boynu bükük hercai menekşe ile... arada ılık esen rüzgara üşür biçilen çimlerin doygun kokusu ve biçimlenen çocuk çığlıklarına sol köşede yaşlı kayısı ağacının gölgesi delikli düş gıcırdayan turuncu salıncak uykusuz gözleri örten h/asır şapkalı kadın farklı incir ve dut ağacına asılan umutları usca sallanır yere değmeden ceviz sandığı lavanta kokusu sinmiş yorgun omzunda el örgüsü krem şalı neştersiz derin yarası taze acıyor susan dili isyanda kulağı sağır uymuyor iki imameli tespihle ettiği dua kitaba uymuyor zincire sımsıkı sarılmış güzel elleri ayaklarının çözülmüş zamanla bağı gönül takviminde filiz kıran fırtınası kopuyor 8/4/7 |
can havliyle ellerimi semaya açtığım
kimselere söylemeye kıyamadığım.
özüm
özüm hayat.
Sevgiler.....