Gel Beklemeden
Başımda mahşer uğultusu yüreğimde sen
Biliyorum yeni bir medeniyet püskürecek küllerimizden Asırlar var ki bekledik bekleyeceğiz Sitem bile etmeden Avuçlarımızda yıllar yılı saklanmış kadim hüzün Hazan sonrası uykulara müptela olmuşuz Nerdesin ey dermanım nerdedir güneş yüzün Görün pencerenden Geceye gülen ay gibi ruhumuz ışıklıydı Seher gül kokusu taşırdı senden hediye Ay ışığında şafağa dek taş yontardık biteviye Hiç üşenmeden Her gün yeni türküler dinlerdik beraber Biliyorum bir kutlu bakışın yine karanlığı delecek Özlenen bahar yepyeni gülleriyle gelecek Belki aniden Yokluğundur bizi perişan eden melal Tan yerine keskin bir şafak gibi yağsan Mahzun tepenin ardından puslu göğümüze doğsan Şimdi hemen Dudaklarımız susuzluktan çatlamıştı hani Çöle değdin ellerini bize tutam tutam gül verdi Bitip tükenmişliğimize harman dolusu gönül verdi Dokun yeniden Saatlerim kavuşma anının kalp atışına ayarlanmış Medine’ye hicretin gibi yolunu gözlüyorum Seni bu keşmekeşte daha çok özlüyorum Gel beklemeden Mürsel GÜNDOĞDU |