YOSMA
( Yosma, Osmanlı zamanında güzel kadınlara denirmiş. Ben de bu anlamda kullandım bu sözcüğü.)
Sen Yosma, bilirmisin ki; Ölüm sessizliği çöktü bedenime, Çığlık çığlığa feryatlar içinde kara gökyüzü... Akşam sefaları açmaz oldu seher seyrinde. Hep bir elem, hep bir keder, kara bir üzüntü... Sen yosma, Damarlarımdan çekilerek gelen kan soğudu, Dermınım kalmadı yorgun yüreğimde ... Ayaklarım gitmiyor prangalar misali vurgun, Şimşek şimşek gökyüzü, Çiseleyen yağmur bile sanki bugün durgun... Ölüm sessizliği çöktü gözlerime, Işıltısını yitirdi kardelen çiçekleri Kardemler bile küskün bu sabah Güneş bile doğmuyor kutuplar misali Sen yosma! Savrula savrula gezerken şen kahkahalarına kurban verdim yüreğimi, Yuvarlak hatlarında süzülürken yitirdim benliğimi... Kara gökyüzü oldu tan vakti doğan güneş. Sen yosma! Süzüle süzüle geçerken kapımızın önünden Bir hoş sedanı bekledi bu yürek Prangalı ayaklarım vurgunken saçlarının her teline Nasır tuttu ellerim!!! Sen yosma... |