Sembolik Ağartılar
Kapat yine kulaklarını
Dinlesen bile söyleyeceklerin ’Git’ ile sınırlı nasıl olsa Gözlerimde damla damla ayrılıklar; Sen kapa gözlerini ve bil ki hiç ağlamadım Doldur yine kadehi zehrin ile Nasıl olsa ’Başım gözüm üstüne’ diyip çakırkeyif kalmayacağım sensiz şerefelerde Hoş,şerefine kadeh tokuşturacağım dostluklarım olmadı hiç benim Sırât kadar çizgide sarhoş bırakanlar hariç Gelmeyi düşünme kapıyı her çektiğinde Nasıl olsa kilit vuran zihnim değil yüreğim Zaten seni benimle sevseydim ne anlamı kalırdı gözlerinin? Pesimist bir yazarın mutlulukları gibisin işte sen Acıyla kıvrandırarak yazdırıyorsun bütün neşideleri Ölümün arkasından bile mezar taşım beyhude kalıyor arkamdan ağlayanlara Bırak kalsın benim ruhumdaki yamalar Varsın maîlerim de zifire boyansın Gözlerimin en kıyısına bak Hâlâ senden parçalar var bak benim yeşilimde Yastığıma sayıkladığım adın war;dilimin ucuna gelemese de İnsanlara yok saydırdığım muhtefî kalmış satırlar hala kâğıtlara hüküm sürüyor Bak hâlâ avuçlarımda ter izlerin Top oynamaktan yorulduğunda alnında biriken ter damlalarını silmiştim ben Kuraklaşmış yüreğimle Şimdi,sen aynaya her baktığında Pürüzsüz,çocukluktan çıkamamış sureti görüyorsun ya Bende o yüzün izleri Var Gecelerde benim bitmek bilmeyen sessiz çığlıklarım war Senin kördüğüm olamamış sade uykuların Bırak gecelerin o dalga dalga savrulan rüzgarları bana kalsın Bir şebap vehmi değil miydi tüm ahlâksız vuslatların sebebi nasıl olsa ? Bırak vuslatlar da bana kalsın yapayalnızlıklar da Hem madem bu gece son bir vedayı sahiplenmiş bu şehir bu sembolik ağartılarla Sen konuşurken beni koy kendi yerine Ve söyle şimdi: "Sen bir gidene hiç mi aşık olmadın ?" |
güzeldi
saygı ile...