)(-)(-)(-BELKIS’A MEKTUPLAR-(((-2-)))(-)(-)(
Sultan Süleyman
Hüthüt’ün yolunu gözlüyordu Yerinde duramıyordu Melike,ne demişti acaba,mektubuna Saatler geçmiyor,zaman durmuştu sanki Sarayın Terasından çevreyi tarayan Kainatın Sultanının gözleri Bir anda parladı Yüzünde büyük bir tebessüm oluştu Hüthüt görünmüştü karşıdan “Selam efendim” dedi hüthüt “Çabuk söyle, ne dedi Belkıs”diye gürledi Süleyman “Mektubunu okudu ve öptü melike” dedi Derin bir oh çeken Süleyman Tekrar Hüthüt’e dönerek “sonra ne oldu” Hüthüt”Melike cevap yazdı sana İşte onun mektubu” Mektubu alan Süleyman, Hüthüt’e “sen çekilebilirsin”dedi Mektubu önce kokladı,çok özel bir kokusu vardı Şöyle diyordu Belkıs Mektubunda : )(-)(-)(-BELKIS’TAN SÜLEYMAN’A-(-1-)(-)(-)( Ne tacım ne tahtım güldürmez beni Mevlâ’nın ihsanı sensin efendim Sen güneşim oldun ben de pervane Bir ömür çevrende dönsün efendim Senden gayrı Hâk’tan bir şey istemem Sen yoksan yanımda ben artık gülmem Sensiz geçen ömre yaşadım demem Bu gönül aşkınla yansın efendim Ne zaman uğrar ki sana şu yolum Hasretinden kırık kanadım kolum Aşk üzre şarkılar söyleyen dilim Her Dakka adını ansın efendim Nasıl yaktı bilsen ateş kor beni Özlemin bir ejder her gün yer beni Tahammül kalmadı gelip sar beni Bu yürek sevdana kansın efendim Esen rüzgarlardan sorayım seni Ben ki nerelerde arayım seni Ne olur bir daha göreyim seni Yakan arzularım dinsin efendim O’nu sevdiğimi Süleyman bilsin Ben onla güleyim o benle gülsün Ağzında mektupla uçarak gelsin Hüthüt’ün dalıma konsun efendim Belkıs papürüse yazdı aşkını Süleyman’a verdi gönül köşkünü Lüzumsuz nakletti onun meşkini “Ne büyük bir aşk bu”densin efendim Sadık Dağdeviren Aşık Lüzumsuz |
Ne zaman uğrar ki sana şu yolum
Hasretinden kırık kanadım kolum
Aşk üzre şarkılar söyleyen dilim
Her Dakka adını ansın efendim
Hayranım kaleminize üstadım ,tarihin derinliklerinden ne güzel sevda dizleri candan tabrik ediyorum başarılarınız daim olsun selam saygımla..