Zahid-i BaridŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Dört kapı, kırk makam, on yedi erkan, yedi farz, üç sünnet, kırk sekiz hâl ile…
Bahr-i Hakikat’te, İlm-i Marifet…
Mantık’ut Tayr ile söylendi zahid. Ağuşun yeliyle, alemde turaç… Ölmeden, bilir de; olurdu zahid. Arz-u Aşk, Marifet, Tevhid-i Hayret… Bahreyn-i Mecm-ül’e akardı zahid. İlm-i Ledün ile turna avaz da… Ezgide nefs olur, yanardı zahid… Alem-i Remziye, birun- u derun… Katreyi ummana, salardı zahid. Yedi arş, yedi-i zühd, yedi iklimle… Bozatlı Hızır’a, ererdi zahid. Varlığın istiğna, çokluğun birlik… Artukla, eksükle sarardı zahit. Gâh yatuk, gâh yörük sırat bellerde… Müntah-i Sidre’ye, ererdi zahid. Zahid-i Barid’sin, Ayyüce serde… Zahid-i Zakir’sin, ser’hanın nerde? Zaman-ı mekan da, olmayan yerde Zikrini giz edip, setreyle zahid. Şubat/İkibinonbir Ahmet Kutlu Ayyüce Göktürkmen |
Gönül dostu; Ekin emeğine, gücüne ve kalemine sağlık...
kutlarım…
…..…………………. Saygı ve Selamlar.