Islıklar Yeniden
ıslıklar yine çalıyor mu ne?
Sanki onları duymaktayım yeniden. Karanlıklara fırlattığım,hep sana ısmarladığım şarkılar. Her duvarın göğsünde yankı bulmakta yine. Ben göğsümün kafesinde saklıyorum seni yine. Seni ve beni yaşatan aşkını. Benim göğsümde bir dram yankılanıyor bu yüzden. Sensizliğin ve çaresizliğimin dramı. Avare estirip beyhude savrulmak vardı şimdi. Yası gamı kederi bir yerlerde unutup,umarsızca, Kopup gitmek,yitip bitmek vardı düşünceden arı, Estirip rüzgarlarda efkarı, Islıklarla dağıtmak vardı duvarların bamtelini. Martı seslerine karıştı yine ıslıklar, Dalgalarda boğulan keder, Kırlangıç kanatlarında bir ikindi sonrası, Batmakta gün,bitmekte her daim, Sahilde elele yürüyen aşıkların yüreğinde buluyor bu kez yankısını, Islıkların çarptığı her kepez, Örselediği her nefes, Ve salıncakta unutulmuş bir yetim hıçkırığı. Bu kez ses kesilir de, sessizlik yeşerir umutsuzluk rıhtımında. Kafiyesiz redifsiz cümleler sarar paragrafları. Maleyani estirir kabuslar. Hani o eskide kalmış kahkahaların suskun çaresizliğinde, Eskiden kalma düşler parıldar. Ama her düş gibi bu da boştur. Yalandan mutluluğuyla afyonlaştırır ruhumu. Ben kedere alışık kedergah, Ben hüzne alışık bir hazangah. Topraklarımda esen fırtınalarda gizli nefesim. Tükenmekte bu aralar. Bitmekte her daim. Takıp ardına rüyaları, Gitmekte her daim. Bu ıslık bulamaz artık yankısını, Bu sensizliği üflediğim son nefesti, Bu adına firak koyduğum sensizlik, Bu çıkmaz sokakta,umudun boynunu kesti. Bu ıslıklar yok mu? Şen günlerden kalma melodram, Şimdi tınılarında titrek hıçkırıklar, Gam dolu bir yürekte,sevdaya mezar oldu, En hazin günlerden kalma bir melodi, Seni her anışımda,ıslıklarda kayboldu. Z.T. |