URfarklı yaşadı adam, farklılığı put yaptı ve kendi putunun ardına yattı, attı tuttu, dan dan öttü çan gibi. açtı aç ruhunun tamahkâr kapısını, hesapladı ve topladı ne varsa şöhret gibi, unvan gibi, şan gibi. kurulup küstahlık tahtına azametle, bahtının güneşine inandı bir kral gibi, sultan gibi, han gibi. büyüttükçe adam kendini gün gün, bir urun büyüdüğünü sezdi can içinde yepyeni bir can gibi. rahatı kaçtı adamın büyüdükçe ur ve bir şey kovdu düşlerini kuşku gibi, korku gibi, zan gibi. ve işledi dişleri işlek neşterin bir şey aktı urlaşan candan balgam kokan bir bulaşkan kan gibi. kala kala bir şey kaldı adamın o sayısız unvanlarından filan gibi, falan gibi, lan gibi. |