karaya çalıyor hasret, karaya! anne! şubat ayazında, bir yas var tutunduğum belki tutulduğum sadece bir hikaye anne..
gel dediler, git dediler, kal dediler, sev dediler hepsini yaptım, ölüyorum anne!
sığ insanlar sarmış etrafı, çakıl taşı örüyorlar kalplerine okyanus olamıyorlar oysa aktıklarını düşlerken -ahh yanılgı/lar işte- derinlerdeki incilerden yoksun ne çok zavallı kalp var anne..
anne ben gidemiyorum o bilmediğim uzaklara adresler kayıp, yollar kapalı ve ben izleyemiyorum onları gittikçe kendimden gidiyorum en çok, bir kendimden anne... bir kendimden uzaklaşıyorum giderek, giderek.. anne...
anne tut beni! bırakma! ciğerlerime kadar soluya(ma)yım hayatı... izin ver(me) içime çekmeme baharı tut beni anne, tut yoksa düşer umutlarım...
bir kızıl gonca doğuruyorum içimde, en içimde.... her yanım buz tuttu, üşüyorum, çok üşüyorum anne! anne n’olur bırak koşayım gençliğimden, aç kollarını geliyorum çocukluğuma, kanayan dizlerimi üfle, sar anne..
ben kalem değilim, yazamam ne kadar ’fena’ kirlendiğimizi yazamam ne kadar içlendiğimizi, sev(in)diğimizi ve nefret edildiğimizi insanlar dünyayı etrafında evire/çevire/döndüre dursun biliyorsun işte derdimi; günahlar boynuma sarılıyor, bırakmıyor yakamı anne!
çocukluğumun ellerinden tutup koşasım var dualarına ne diye uğraşıyorum ki sanki kendimi anlatmaya bekle! çocuk aklımı ikna edip geliyorum, sana... ceplerimde misket değil, çoğalttığım pişmanlıklarla...
aç şefkatli kollarını, kabul et beni bağrına, kalbim mahşer yeri anne, kalbim arafta - çocukluğumun ellerinden tutup düşüyorum yollara, kucakla beni anne kucAKLA! -
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Anne - IV - şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Anne - IV - şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.