Neredesin Sen..........
Bir adım ötemden geliyor sesler
Karşı kaldırımlarda sarmaş dolaş yürüyenlere takılıyor bakışlarım “İçlerinde biz olmalıyız.” Diyorum, aklım sıra. Yokuz işte, yokuz… Sinemalar da en güzel filmlerden biriyle açıyor perdelerini bu gece Orada olmalısın. Hiçbir çekirdek sesi senin dişlerinin arasından çıkanları çağrıştırmıyor Karanlığın içinde yanıp sönen bir ateş böceği olurdu Ve ben onu izlerdim Göremiyorum. Mümkün değil, Haldun Taner Sahnesi’nde en ön sırada olmayışın Belki o duraktan kalkan ve bilmem nereye gidecek, ‘’T 152‘’ kuyruğundasın Hayır… Hayır! Az öteye, ışıklı levhanın ardındaki karartılara doğru mu gitsem? Salacak’tan Kandilli’ye, Çamlıca tepelerine Ve Ortaköy’e, İstiklal Caddesine Derken Yüksek Kaldırıma, Şişhane’ye, Sirkeci’ye Daha daha nerelerde arasam acep eşkâlini? Hangi feribotu durdursam, hangi köprüyü kapatsam Kaç varoşu yerle bir etsem, acaba? Olmuyor Ne yapsam, sana nasıl ulaşsam, bilmiyorum İşte böylesine suskun, böylesine bitkin ve umutsuzca Dâhil olduğun yalnızlıklarda izini sürerek Seni arıyorum saatler boyu Nerdesin, Hangi dipsiz kuyulardasın, söyle Allah aşkına! Nadiren gördüğüm her düşte sen varsın Yine söylüyorum işte Biraz önce: “Bil bakalım, avucumda ne var? ” diye soran Belimin etrafında fır dolanıp Gülhane Parkı’nda kaybolan Eminönü’nden Kız Kulesi’ne doğru, yakamozlarla akan En işveli aşk şarkılarını fısıldayan Mevsimler boyu Bir imbat ferahlığıyla süzülerek, içime doluveren Göz bebeklerinden gözlerimi topladığım Ve buram buram tüten Acem güllerince kokladığım Kızgın bir ok gibi yüreğime sapladığım Sen değil misin? Bir adım ötemdesin, biliyorum. Ama yoksun, esrarsın, giz’sin, sırsın… Bir bilmecesin çözülemeyen Yokluğunda Kaç baharım kurudu Kaç ilkyaz akşamım suskun kaldı, biliyor musun? Hazan yapraklarım nasıl savruldu, kızgın çöllere Hangi dolunaylar tükendi birer birer Hangi yıldızlar kayboldu karanlıklarda Hangi caddelerden geçip gitti kalabalıklar Hangi sinemalar yaktı ışıklarını Hangi sahnelerden çıkıp gitti o şişman kadın, biliyor musun? Birazdan, tüm sokak lambaları sönecek, teker teker İstanbul, geceden mayalanmış günahlarla Senin olmadığın ölü denizden kopup gelerek Başka hangi mahmur vuslata taşır beni, yeniden Biliyor musun? Sesimi duyuyor musun? Gelmiyor musun? Gelmiyor musun? 28 / 12 / 2007 Necdet ARSLAN |