Dökülse düşlerim ellerime
Gri bir hoşçakal yarı karanlık.
Bir yüzünde suçluluk; Diğerinde habersiz bir çocuk. Dökülse rüzgar yağmur gibi ellerime; Donsa sözler dökülse ellerime... Kırık bir cam resmediyor bir parca hayat; Rüzgara sesleniyor göklere uzanmış bir ağaç; Soluk siyah bir hoşçakal... Dökülse ellerime kar tanesi gibi pişmanlıklarım; Donsa sözler dökülse ellerime.... Yollar hep sonsuza açılıyor. Bir kardan adam eriyor, Matlaşıyor bir deftere çizilmiş gül ve kalp; Soluk siyah bir hoşçakal dönüşü olmayan. Dökülse yıldızlar ellerime; Donsa güneş kül taneleri gibi dökülse ellerime... Sonu gelmeyecek bir tekrarda hoşçakal. Her hoşçakalda soğuklaşan renkler. Bulutlar fısıldıyor anlamsız duaları. Son perdesinde gerçeğin, dudaklarım dudaklarına değmeden hoşçakal. Dökülse ellerime tüm geçmişim; Dökülse düşlerim ellerime... |