SAÇAK ALTI SEVİŞMELERİMİZ, KAHVENİN KIRK YILLIK HATIRINDAN MI DOĞMUŞTUBöyle mi konulacaktı o son nokta, Okunmamış cümlelere. Bitmediği söylenen sevdalarda, Bu düzenbazlık niye? Bittiyse bitmiştir, bitti de ! Unut, yaşanmışlıkları yok say, Unuttum de ! Farzet rüya idi, Uyandım, geçti de... Farkında mısın ? Hiç bir şey eskisi gibi değil, Saçak altı sevişmeler yalan, Islandığımız yağmur, yüzümüzü okşayan kar, Bak ! onlar da bulutta saklı. Başladığı gibi biten var mı? Yalan dı birlikte içtiğimiz çaylar, Mutfakta pişirdiğim kahveler, Yalan dı de. Korkma ! çekinme ! Kızarmasın yüzün. Kırdığın fincan değil, Kalbimdi... Her şey parça parça biter diyordum, Kayayı parçalayan değildir son çekiç darbesi. Dön arkana, bir bak ! Sorum yok sana, cevabın ürkütür. Canım deme! hele, aşkım hiç. Ne garip bir tecelli... Hani aşkımız ölümsüz ve sonsuzdu. Bırak seni, kendini, Ayak seslerin bile yok... Yokluğun acıtmıyor artık, Eskidi ilişkimiz, Boyut değiştirdi zamanla, Desem de, inanma, Seni sensiz sevmek yeter bana. Bilsen de bilmesen de. Gidiyorsan git ! Ama, unutmadan, Eylül sarısı günleri bana bırak. Anladım ki, Bizden arta kalanlar, Bir kahve içimlik zamanların hatırınadır... Aydın Ist. 08 Şubat 20ll |