SONBAHAR ÇİÇEĞİ
Ey sonbahar çiçeği! Açmak senin neyine?
Mademki her günahın izi var yaprağında. Belli ki bir oyunun hazırlığı var yine, Kimin adı yazılı kurduğun tuzağında? Kangrene döner yaram elinle merhem sürsen, Şeytanlar selam vermez gerçek yüzünü görse, Sakın yaklaşma bana çünkü günahkârsın sen, Kimsede suç arama gözlerin bakar körse. Kaç masum canı yaktın kızıl zehrin nakşedip? Yedi başlı akrebe ne gerek var sen varken. En nadide çiçeğin üstüne yemin edip, Vicdanın rahat mıydı aynalara bakarken? Şimdi uzak dur benden günahlarınla yaşa, Her gününü düğün et, yaptıklarınla övün. Efkâr bile yakışmaz o kirpiğe o kaşa, Bari pişman oldum de, dünü hatırla dövün. Her cümlenin ardından yeni bir yalanınla, Masum rolüne girdin yaslara bürünerek. Yanağındaki yaşta bin türlü planınla, Yılan gibi yaklaştın yerlerde sürünerek. Mehtaba benzetmiştim lanet olsun yüzüne, Dönme artık istemem bakma bu taraflara. Şen dünyam zindan oldu inandıkça sözüne, Kapattım o defteri koydum tozlu raflara. Fikret CENGİZ |