SÜRGÜNDEKİ GECE
Ay sırtını dönerken sürgündeki geceye,
Bulutlar arkasından bir zuhal filizlenir. Aklım cevap ararken bu çetin bilmeceye, Yıldızların altında ne günahlar gizlenir. Gecenin gözlerinden vedalaşırken uyku, Minareden yükselir seher vakti bir seda. Uyuşuk bedenleri coştururken o duygu, Semavata ulaşır, Ya Rabb diye bir nida. Kurtulmuş olacaksın şeytanın hilesinden, Ellerini bağlayıp Kâbe’ye döndüğünde. Ruhun azat olacak zulmetin çilesinden, Yepyeni bir gün başlar yıldızlar söndüğünde. Ağaran tan ardından duyulur kanat sesi, Belli ki ürkek serçe rızkını aramakta. Toprağın gerdanına konar güneş busesi, Badı saba söğüdün zülfünü taramakta. Uyanır cümle âlem bir koşuşturma başlar, Bıraktığımız yerden tekrar başlar yeniden. Kaldırımlar üstünde akşamcılar yavaşlar, Eşsiz bir uyku çöker bedenlere aniden. F. CENGİZ |