SİS
ömrüm geçerken,
gölgeli bir duvar dibinde sisler içinde serin kuytusunda saklanmayı denedim zaman getirdiği gibi alıp götürdü bekleyişlerimi sürgünden sürgüne dünya bile, sığmaz oldu benliğime korkak yürek avcılarının arkamdan atığı o mermi gibi karanlığı delip geçtim ben az şey mi? sustum acı vurmasın yaralanmış yüreğime ihanetler sarmışken kâinatı yerinde dağladım nefretimi bu benim yazgım diyedir hüznüm ırmak boyu kan akıtıp yaktı gözlerimi bakışlarım saf bir acıya dönüştü tutundu kirpik uçlarına bir damla hüzündü sensizlik,az şey mi? gün yas oldu, ağıt oldu efkârlı zamanı seçen benim vurulduğum da oldu kahramanca direndiğimde öyle mahzun beyaz bir kuş gibi o telaşın kanatlarında gerçek ayrılışımdı isyan ettim yalan olan herşeye çevremde arılar ve devler güven heybesinde hep boş çıktı umutlarım ama ben hala ayaktayım, az şey mi? elimde değil suskunluklar mıknatıs gibi çeker beni kendine hayatta sevdaya böyle ucuz düştük ya ey yürek ! bu yaşananlar neyin nesi hiç usanmadan içimi kemirir durursun asi suların çocuğu mudur AŞK deneme ,bir bardak sudan fırtına çıkarmayı kırlangıç kadar özgür olursun ne yana uçarsan deryam hırçın gününde dalgayım sahillere hırsını vurmuşken senin uğrunadır hırçınlığım dalgalara direnişim dağlara özenişim az şey mi ? |
kutlarım sağlıcakla kalın