vuslat başlar kuş tüyü ışıklarıyla hicranın koynundahicran yorgunu göz kapakların, açılmazlıklara yumulmuşluğunda. Kirpiklerin; takatsizliklerinde seyrine son bir vuslata koyulmuşluklarında gönlün; Kapanır günaha göz yummuşluklarda, kepenkler misali vuslat başlar kuş tüyü ışıklarıyla karanlığın koynunda. Âşıklar Ölü bedenlerin farkındasızlıklarındalar. hicran; arsız ölüm soğukluğunun, gönülleri esir almışlığında bedenler; Öylesine karaya biata koyulmuşluklugunda. dar-ı acunlarında cenneti-cehennemi bile umursamamışlığında.. Zamanın bağrında hep zamansızlıklarda yiten sevdaların........................... özlem; Azaplı düşlere sanrılılıklarından sıyrılıp, soğuyup katılaşmaya koyulmuşluklarında. düş koyulur gönüllere biten sevdaların sonlarını muştulamaya. yitirmişliklerinde akordlarını, savrulup durmacasında ses ses semanın koynunda başlar işte o zaman ölü sevdalardan arda kalan............................ Mâşuk; kanı çekilmiş dudaklarında ev sahipliği yapar solgun yüzlerin resmi geçitlerinde hicranın soğuk kisvesinin, gelip ilişivermişliğiyle sevdalara. ayrılık; Bir arsız sırıtış aymazlılığında, kol gezerken karanın hiçliğinde Kah bir granit soğukluluğunda. Kah bir dipsiz bir kuyuya koyuluvermişliğinde, yüreği alınmış bedenler......... Up uzun ve soğuk düşlerin, ahtapot gibi sarmışlığında zamanları.. takılır kalır akreple yelkovanlar avareliklerde dönüp durmanın bezginliğinde. işlemecesine iliğine bir kadranın, yada bir saat eskisinin, öksüzlüğe boyun bükmüşlüğünde.. İşte o an peydahlanıverir hicranın koynunda Kalbin son kalesininde düşmüşlüğünde.. Çürümelere yüz tutmuşluğun,mora kesmişliği.. hicranın koynunda sonlanıverir. gönülerin, bedenlerin canlığı. yutarken yaşam, gönülden gönüle akan hayatları............... özlem; içerken son demini ışığını derinliğinde hicranın karası düşler kapanırken kepenkler gibi vuslat başlar kuş tüyü ışıklarıyla karanlığın koynunda................. gordion 04/02/2011 |