Markete Gitmek Bahane Gezintisi
Ankara’da yürürken Ankara’yı hatırladım.
Bugün kar yağıyor, mevsim kış ya ondandır. Yine kazalar yapmış, usta kaza yapıcılar: Buzlu yolda şarkı yüzlü bir bayanın, Karnındaki annelik davası düşmüş. Bulvarda baharı hayal ederken, Dalgın dalgın yürüyen bir Zata Güneş çarpmış. Kara kışı hatalı sollayan bir serçe, mecalini ölüme emanet etmiş. Daha neler neler... Ankara’da yürürken Ankara’yı hatırladım. Bir örümcek ağının güzelliğine bakışım takıldı, Bakakalışımı zor kurtardım. Çalınan bir ıslık herkesin ismiydi. Dönüp ben de bakarken, Sakarlığım düşüyordu ki son anda tuttum. Bir anne, çocuğunun balonunu mutlulukla doldururken, Ödüm balondan önce patladı. Bense, çocukluğumu hayatımın hangi döneminde yaşayacağıma, Henüz karar vermedim. Arabeskten yapılma bir gecekondunun, Havhavından sağ kurtuldum. Liseli bir Delikanlı mesaj yazıyordu, Sanki ‘’Bir - ki Ayşe kontrol’’ yazıyordu. Gençliğim aklıma geldi, Yaralı kurtuldum. Ankara’da yürürken Ankara’yı hatırladım. Bu şehir kendi caddelerinde kaybolmuş. Sokaklarına düşmüş markasız tinerciler, Mahalle duvarlarına, henüz yazılmamış şiirlerimi ezberletmiş: Özlemeli bir âşık için, çok acele ‘’Gururu Rh Bırak’’ aranmaktadır. Akıl vereceklerin, meşgul etmemesi önemle rica olunur. Bir markete gitmek bahane gezintisi idi. Ankara’da yürürken Ankara’yı hatırladım. Dedim ya kar yağıyordu. İnsanlar hem şarkı söylüyor, hem düşüyordu, Lay lay lom! Bom!... Sıkışan trafikte taşıtlar konuşuyordu: Dıt dııt dıııııttt... Bip bip biiipp... Dari dari dari darii... Bir yayanın eli tiki olan bir arabaya dokunmuştu: Neyse bu mısrayı geçelim. Sokak lambaları beni şair gibi gösteriyordu. Lay lay loom! Böyle yola kayarım boom! Sefa MERT |