Seni sevdiğim Kadar Nefret Et Benden
Sevgilim,
Bunlar asla dudaklarımdan duyamayacağın, belki de üzerine bile hiç alınmayacağın satırlardır… Bunlar satırlar ki, bir kasabın tüm kuvvetiyle ete indirişi gibi elindeki satırı kalbime. Öylesine cansız, öylesine canını dişinden alıp dış kapı girişinde ki anahtarlığa bırakmış haldeyim. Bitkinim… Bittiğini kendi kendime her söylediğimde aslında o kadar sendeyim. Uzaklaşmak mı senden? Ne kadar uzaklaşabilirim ki davetsizliğinle her gece yarası illegal düşlerime sen ziyaretçiyken? Bilmiyorsun… Her gece yastık yerine yüzüne dokundurduğumu yüzümdeki hüznü. ve saçlarına tarak değil parmaklarımı sürdüğümü. Sana diyemediğim, diyemedikçe kalbimde dallanıp budaklanan “seni seviyorum”ları. Yalnızlığımı, Yangınlarımı, Sensizliğin içimde büyüttüğü o sonsuz hiçliği hiçbir zaman bilmeyeceksin… Sen kaçış de benimkine. Düşlerimden düşüncelerimin irticası, tüm hislerimin kalbimde çıkardığı iç savaş, yalnızlığın senli olan tüm mutluluklara istilası… Adını benim koyamadığım her ne varsa, sen “kaçış” de her birine. Hani severken gidilmezdi? Sevmek hep prangaydı hani o atılmaması gereken ilk adımlı gitmelere? Her gidiş sevdiğini terk etmek değilmiş meğer. Aslında bazen kendini terk ediyormuşsun gitmekten başka bir yol yoksa ayak ucunda eğer... Yargılamam; Anlamayabilirsin beni ya da anlamak istemeyebilirsin, eyvallah. Her şeyin en fazlasını görmeye alıştım senden bilirsin. Bu yüzden aşk, sevgi gibi en yüksek mertebede olsun bana olan nefretin. Mesela seni sevdiğim kadar nefret et benden. İşte o kadar sonsuz olsun bana kinin… Sevgilim, Bunlar asla dudaklarımdan duyamayacağın, belki de üzerine bile hiç alınmayacağın satırlardır… Anlamak zorunda değilsin biliyorum. Ayak ucumda gitmekten başka bir çare olmayan bu yola seni severek değil, sana hala aşık olarak düştüğüm için özür dilerim… Beni son kez, Affet sevgilim... Ezgin Kılıç |
her dem selam sevgi dua ile...