Güller Uyanır Uykusundan
Sen yoksan...
Dağ eşkiyası türküler basar gönül barınağımı Sen yoksan... Ağıtlar büyütür hazanlardan gizlediğim sevda bağımı Gözlerinin dolduğunu görünce sana sarılmalarımın Yol azığı ettiği sıcaklığını giyinip Hangi gecede sabah olduğunuda bilmeden İzlerinin göçebesi olur Yastığımın küskünü telaşlı uykularım Hayalin nazlanıp kapatınca perdelerini Boynu bükülür Bakışlarının tiryakisi hatıralarımın İçim yanar haline... Bağrıma uğrayan rüzgarlara emanet ettiğim Saçlarını okşamışlığımı tesellisi edip Uğurlarım ’ ya bulursam ’ dediği gözlerinin kapısına Hep dönmeye git ki... Sabahlarım şafak ortasında oturup kalmasın Dılem Hep dönmeye git ki... Sürgününe gittiğim uçurumlar yuvam olmasın Dılem Bulutların nazarı değmesin diye Her damlası bir gökkuşağına sarılıp Dönüşüne rehin bırakılır yağmurlarım Ve ardından... Yokluğunun gölgesi düşer senden bana kalmışlığıma Artık bunun sonrasında Mahçup kuraklığıma bakıp bakıp Kendini göl geçidi sanır Haddini bilmez çöller Ve... Nasıl bir hesapta yaptıysa artık Ettiğini gidişlerinin sevabına sayıp Bir an bile gözünü kırpmadan Yüreğimin kapısında nöbet tutup durur Yangınlarımın ateşini salan hasretin Bir de... Ceylanları barındıran dağ ötelerin Vazgeçirilir asırlık tutkusundan Bir de... Kokun girmeyince rüyalarına Güller uyanır uykusundan |