FERYAL 5 (SON)
Babasından kalmıştı, çıkınında beş yüzlük,
On dört lira trene, kalanıyla kaç günlük? Haydarpaşa garında indi trenden erken. Elindeki adresi sordu vapur giderken. Teyze dedi: "- Benimle inersin Karaköy’de, Sana orda söylerim sorduğun adres nerde." Onlar konuşurlarken karşı koltukta Emin, Dedi: "- Ben biliyorum, beraberce gidelim." Perşembe pazarında demirciye vardılar, Yalçın Sakat burda mı? Sahibine sordular. Patron dedi: "- İki yıl oldu burdan çıkalı. Bir bulursam oyacam o sahtekar çakalı." Dedi: "- O bulamazsa ben nasıl bulacağım? Desene İstanbul’da sersefil olacağım." Emin sordu Feryal’e... Üzüldü tüm öyküye. Dedi: "- Doğrusu şimdi, dönmendir tekrar köye." Feryal Şadan işini anlatmamıştı derin. "- İyi de paran pulun, var mı kalacak yerin?" "- Artık geri dönemem, bir işte çalışırım, Gurbetliğin kahrına sonunda alışırım." Emin tuttu kolundan, bindiler bir taksiye, Köprüyü geçerekten vardılar Sirkeci’ye. Bir otelden içeri, girdiler "- Bekle!" beri. Patronla konuşarak yanına döndü geri. Dedi: "- Burası odan, şunlarda öten berin, Her gün bak bu oteli, pırıl pırıl isterim." Otel on iki oda, toplamı da üç kattı, Feryal giydi önlüğü, ayna gibi parlattı. Feryal’e iş mi olur süpürgeyle çamaşır? Seyrederken insanın gözü gönlü kamaşır. Patron çağırdı bir gün, hikayeyi dinledi... "- Emin oğlum gibidir benden seni diledi." "- Ben de senin kızınım, sen münasip gördüysen Emrin olur patronum! Eğer karar verdiysen." Tez elden nişan, nikah, Emin’in bekar evi. Feryal’i aldı şimdi, var bu işin gerdeği? Bir şişe rakı koydu, çilingir sofrasına. Biraz boya damlattı çarşafın ortasına! Derin bir nefes aldı, sabah Emin gülerken. "- Akşam yıkarım!" dedi, çıkıp işe giderken. Emin de hayatının fırsatını bulmuştu, Feryal de ona candan, minnet şükran duymuştu. Her iş güzel giderken, doğum geldi yanaştı. Hastane teklifine Feryal mahcup yaklaştı. Temiz yedi ay oldu evlendiğinden beri! "- Doktor moktor istemem fazla olur gideri." Konu komşu davrandı, "- Erken doğum!" dediler. Emin’nin kucağına kızcağızı verdiler. Burun sana, göz ona dedi yakıştırdılar. Kundağına pembeli altın takıştırdılar. İsmine geldi sıra dedi: "- Babası koysun." "- Seni vapurda buldum ismi de Deniz olsun." ... .. . Feryal’in doğumundan, Deniz’in doğumuna, Bir kuşak öyküsüydü, geldik son boğumuna. Okudunuz Feryal’in katlandığı çileyi. Çok mu gördünüz ona, bu yaptığı hileyi? Kader diyip katlansa, aklından uzak dursa, Çok mu güzel olurdu barı, pavyonu bulsa? Benim bildiğim kadar yaşamda bunlar da var. Ortada günah varsa onu da Allah sorar. ... .. . Bir, üç, beş, yedi derken yüz elli beyit oldu. Feryal’in mutluluğu, Emin’le teyit oldu. Gün oldu harman oldu, gönüle ferman oldu. Bu Feryal’e sonunda Emin’cik derman oldu. ... .. . |