N A S İ H A T - I
Edebiyat Defteri ne muhabbetli bir ortam ki;
Yazmıyordum sitemi, şiirin gül satrına, Ehl-i insaf olmayan, duyar mısın ki beni, Tutmuştum ki çenemi, aşk ve sevgi hatrına, Ehl-i insan olmayan, duyar mısın ki beni. Şairin çok olduğu, şiir yürek vatanı, Lâkin gelin görün ki, çok var pusu yatanı, Menfaati diz boyu, dostu dünden satanı, Ehl-i gönül olmayan, duyar mısın ki beni. Bütün kelâmın isyân, nimeti unutmuşsun, Kulluk sende bir nisyân, çevreni uyutmuşsun, Sarhoşluk denilince, masada umutmuşsun, Ehl-i ayık olmayan, duyar mısın ki beni. Yaşın başın bilmem kaç, kalbin tek tük atıyor, Aynaya bakmaz mısın, yüzün sirke satıyor, Dilinde imân falan, kalpte şeytan yatıyor, Ehl-i nâdim olmayan, duyar mısın ki beni. Gayr-i müslim misin sen, yoksa gayr-i mü’min mi, Nedir bu pür telaşen, içinde yatan kin mi, Yoksa şu yazık halin, ins kılığında cin mi, Ehl-i iman olmayan, duyar mısın ki beni. Uğraştığın necaset, sûretine bulanmış, Marifetin katmerli, cehenneme ulanmış, Taşıdığın boş beyin, çoktan beri sulanmış, Ehl-i Semî olmayan, duyar mısın ki beni. Atâlet betâletten, işin gücün kalmamış, Kaç masumun yetimin, sorsan âhın almamış, Hiç kimsenin hakkını, sözde zırnık çalmamış, Ehl-i vicdan olmayan, duyar mısın ki beni. İki sözünden üçü, yalana akar olmuş, Çevrendeki ahâli, talana bakar olmuş, Yazdıklarına kimi, edebi takar olmuş, Ehl-i edep olmayan, duyar mısın ki beni. Mertlik nerde sen nerde, meydan burda tir tirsin, Nezâfet dilde olmaz, baştan ayağa kirsin, Dönde bir mâzîne bak, hîle hurdada birsin, Ehl-i hâlden olmayan, anlar mısın ki beni. Peygamber sünnetine, uymamışsın en baştan, Besmelesiz sofranda, bereket gitmiş aştan, Kalbin de katılaşmış, iz kalmamış ki yaştan, Ehl-i kalpten olmayan, duyar mısın ki beni, İbâdet bir elinde, nifâk öbür elinde, Duruşundan belli ya, doğruluk yok belinde, Riyâkarlık dizboyu, bugünde evvelinde, Ehl-i hâdim olmayan, duyar mısın ki beni. Küpeşteden farkı yok, çürük demir ne olsun, İhtiyarlık pul döker, otur kemir ne olsun, Bunlar bir ricâ değil, tümden emir ne olsun, Ehl-i cesîm olmayan, duyar mısın ki beni. Kubhun kefeye konsa, teraziyi bozacak, Velev bir rüzgâr esse, kerâhatin tozacak, Şayet seni dinlese, bütün âlem yozacak, Ehl-i irfân olmayan, duyar mısın ki beni. Huffâş misâli seni, mağarada sanmışlar, Bazı batıl ûkalâ, ayinlerde anmışlar, Kimi câhil cühelâ, sözüne de kanmışlar, Ehl-i kelâm olmayan, duyar mısın ki beni. Hezeyânın dönüpte, başında söner birgün, Helecânın ayyukta, ecele döner birgün, Hidâyete gelipte, güzeli öner birgün, Ehl-i selim olmayan, duyar mısın ki beni. Çıkmışsın ortalığa, şairlik satıyorsun, Millet câhil değil ki, durmadan atıyorsun, Bir sözüne bin yalan, habire katıyorsun, Ehl-i sıddık olmayan, duyar mısın ki beni. Şiir diye almışsın, birkaç uyaklı sözü, Edebi de salmışsın, bir de tutmuşsun közü, Manayı kaçırmışsın, ve de bozmuşsun özü, Ehl-i hâtib olmayan, duyar mısın ki beni. Şairlik kim sen kimsin, edebiyat neyine, Mahirlik kim sen kimsin, hüner gerek beyine, Tevazu kim sen kimsin, merakın hep şeyine, Ehl-i hakktan olmayan, duyar mısın ki beni. Ehl-i tersâdan mısın, şecaatten eser yok, Ehl-i remîde misin, endâmından haber yok, Ehl-i fezâhat mısın, halinde hiç keder yok, Ehl-i tertib olmayan, duyar mısın ki beni. Kutlu davam uğruna, şiirin has satrına, Dost gönüller adına, aşk ve sevgi hatrına, Daha fazla söylemem, terbiyemin hatrına, Ehl-i semî olmayan, duyar mısın ki beni. 05 OCAK 2011 / Frankfurt Metin ESER *** Bu güzel ortamı bir karmaşa alanı haline getirmeye çalışan ve bundan da kendilerince prim toplamaya uğraşan, puslu havayı seven, şairin özgürlüğüne ket vurmaya çaba gösteren, yüzümüze gülen eli hançerli, küçücük bir çıkar endişesinde herkesi bir kalemde silebilen yüreksizlere ve herkese ’yukarı’dan bakan ’aşağı’ dakilere hitabımdır... |
Yalama olmuş millet oynar durur sağırı
Yinede bir nebze ferahlandır tağırı
İzandan anlayana kafi gelir bu hikmet.
dedim bende üstadım elin yüreğin ziyan görmesin inş.