Dünya İki Kapılı Bir Handır (Akrostiş)
Dünya denilen meta`, iki kapılı handır,
Üstün fıtratlı İnsan, mahlukattan bir candır, Âciz bedeni fakir, ihtiyarı pek kısa, Yolcudur şu âlemde, geçer gider nasılsa. Allah ona bu canı, emaneten vermişti, İsteği arzusunu, kâinata sermişti, Küçücüktü âlemde, mahiyeti büyüktü, İllâ ki imtihanı, elbet ağır bir yüktü. Küre-i Arzda ona, nice nimetler serdi, Asumanı ahenkle, bir buket gibi derdi, Paha biçilmez tene, elzem cihazlar taktı, Işık ve soba diye, gökte Güneşi yaktı. Lâyemut değil ki nas, elbet bir gün göçecek, İnşaAllah imânla, ahirete geçecek, Bu Dünya imtihandır, âlem-i bekâ için, İnsan hesap verecek, Ne Yaptın? Neden? Niçin? Ruz-i mahşerde Allah (C.C.), geçirecek Sırât’tan, Hazır isen oraya, binek olur Burak’tan, Allah’a aşık ruhu, Cennet içre alacak, Nihayet günahkârlar, Cehennem’de kalacak. Dünya hayatı el-an, hem kısa hem fanidir, Istılah-ı beşerde, malûm ki mevt ânîdir, Ruh-u İnsan Rabbini, ayâtından duymali, ......Marziyatı ne ise; evvel âhir uymalı... _____Dünya denilen meta`, iki kapılı handır. _____Hayatın mahiyeti, zaten ayan beyandır, _____Kabir denilen durak, sığamazsın pek dardır, _____Ömür denilen süre; bir fasıla kadardır. 25 Eylül 2010 / Mühlheim am Main - Frankfurt Metin ESER Lügatçe : meta` : Menfaat. Kiymetli esya, fıtrat : Yaradılış, mahlukat : Yaratilmislar. Allah’in yarattigi seyler, âciz : Beceriksiz. Eli ermez. Kabiliyetsiz. Gücü yetmez olan. âlem : Bütün cihan. Kâinat. Dünya. Hersey. Bir güneş ile ona tâbi olan ve etrafında devreden seyyarelerin teşkil ettiği dâire. illâ : Mutlaka. Ancak. küre-i arz : Yeryüzü, toprak, zemin, dünya (yuvarlak olduğundan dolayı bu isim verilmiştir.) asuman : Gökyüzü. Semâ. Felek. elzem : Daha lâzım. Çok lâzım. Ziyade mucib. lâyemut : Ölmez. Mahvolmaz. Hayatı sona ermez. nas : İnsanlar. insaALLAH : Allah izin verirse. Allah nasibederse (meâlindedir) âlemi bekâ : Bâki olan, ebedî (sonsuz) hayatın olduğu yer anlamında. ruz : Gün mahşer : Toplanma yeri. Kıyametten sonra insanların tekrar dirilip toplanmaları ve toplandıkları yer. Haşir meydanı. ruz-i mahşer : Kıyametten sonra insanların tekrar dirilip toplandiklari gün sırât : Geniş yol. (Kiyamette insanlarin amellerine göre üzerinden gececekleri köprü, yol. Herkes ameli ölcüsünde bir binek ile oradan gececektir.) burak : Binek. Cennet’e mahsus bir binek vâsıtası. (Kelimenin kökü; (Berk-Simsek) dir. Burak’ın Hadis-i Şerife göre ta’rifi: "Merkepten büyük, katırdan küçük hacimde bir dâbbe ki; ayağını gözünün müntehasına (bir adimiyla katettigi yol gözünün gördügü mesafe kadar uzundur) basar." Bu ise bir berk (simsek) ve elektrik sür’atini anlatır. icr : Ic, icine. el-an : Şimdi. Hâlâ. Hâl-i hazırda. ıstılah : Bir ilim veya mesleğe âid kelime. ıstılah-ı beşer : Insanlarin "genelde bildigi" anlaminda. âyât : Âyetler. Cenab-ı Hakk’ın sıfât ve kudreti hakkında görülen âşikâr deliller, bürhanlar. marziyat : Razı olunacak şeyler. Allah’ın rızasına dair olanlar. evvel âhir : Basinda ve sonunda anlaminda |