Büyük Göç
Kocalmıştı gayrı, yılların kurdu
Gövde yara aldı, motoru durdu Su alan teknesi, kıyıya vurdu İmdat kar eylemez, gemi batıyor. Yerde ektiğini, gökte biçerken Hayatla eğlenip, dalga geçerken Her gün kadeh- kadeh, viski içerken Bir damlacık suyu, zordan yutuyor. Sinek kondurmazken, gözü, kaşına Ne zaman ulaştı, yetmiş yaşına? Şimdi; eşi, dostu, gelmiş başına Ayrılığı; derde, hüzün katıyor. Daha önce; kimler gelip geçmedi? Kaçınılmaz zoru, kimler seçmedi? Hangi kervan kondu, sonra göçmedi? Beşe aldığını, üçe satıyor. Hâl bu ki; kaç sefer, rakibi yendi? Derken bitmez denen, ömür tükendi Acıları sonsuz, çaresiz kendi Bembeyaz yatakta, sessiz yatıyor. Büyük göçe doğru, yükünü aldı Bütün çektikleri, geride kaldı Beklenen misafir, kapıyı çaldı “Ruhuna Fatiha”! demek yetiyor. Necati’m sen kendi, derdine dövün Ölümü hatırla, günde üç öğün Âlem-i Berzah’ta beklerken düğün Elveda ufkunda, güneş batıyor. Necati OCAKCI 02.01.2011 Atatürk Devlet Hastanesi |
Tebrikler, saygılar ustam.