BİR MUHACİR NİNEM VARDI BENİM
Tirşe rengi akşamların koynunda,
Yalnızlığa terk edilmiş, kerpiç damların saçaklarına tüneyen Ebabil kuşlarının çığlıkları. Omuzlarında taşırken yorgunluğunu gecenin, erguvan rengi dağlar, Ardında kalan yolcunun günahı vardı boynunda. Saklamaz oldu artık sırrı gecenin karanlıkları, Yolunu bulmaya çalışan karınca geç kalmış olmalı yuvasına, Başağa durmuş, irili, ufaklı tarlalar, Hu çeker, Hu bir eren edasında. Erenler, can erenler, Niçin gelmez gidenler, Bir Muhacir Ninem vardı benim, Muhacir Ninem canımdı benim. Hatırlarım zemheri akşamlarında, kestane niyetine yediğimiz palutları, İlk akşamdan uyumuş çocukların mışıltısını duyarım, Susmuş beşik gıcırtılarının yorgunluğunda, Açlıktan köye inmiş kurtları, Puslu camlara çekilmiş, Yamalı perdelerin arkasında saklı, Muhacir Ninemin masalları. Yaramazlık yaptığımda, Her anlatılanı masal bilirdim. Hey gidi çocukluğum, Yaramazlık yaptığımda, anlatılan masallara nasıl da sevinirdim. Hatırlıyorum; Muhacir Ninemin bir zemheri gecesinde anlattığı o uzun masalı, Düşünüyorum da acaba o gece çok mu yaramazlık yapmıştım, Ansızın kırıldığında bahçedeki yaşlı kayısı ağacının dalı, Ben Muhacir Nineme korku ile nasıl da sarılmıştım. Hu çekerdi huuu… Fırtınada savrulan kar taneleri, Dolduğunda kırık camlardan içeri, Titrerdi Muhacir Ninemin kınalı elleri. Yanağı benli Muhacir Ninem vardı benim, Muhacir Ninem canımdı benim. Meğerse çocukluğumda anlattığı masallar yaramazlığımın karşılığı değil, Muhacir ninemin hayat hikâyesiymiş, Nur yüzlüm, kınalı saçlım, yanağı benlim, Muhacir Ninem, canım benim. Hadi çık gel, bir zemheri akşamında sar beni, Titremesin ellerin, anlat bana Ermeni zulmünü. Köy meydanında kurşuna dizilen yiğitleri, Hamile gelinlerin süngülendiğini, Başından örtüsü alınıp, saçından sürüklenen genç kızları, Ezan okurken Şehit edilen Hoca Salih’i anlat. Tekerleği barut kokan kağnıları, Sarı öküzü, Solmuş çiçekleri, çiğnenmiş karanfilleri, Ateşe verilen harmanları, bozulmuş bağları, viran damları anlat bana. Koşarken sırtından vurulan yetim Ahmet’ i, Dumanı kesilmiş bacaları, toplu mezarları, Çamurlu Anadolu yollarını anlat. Mustafa Kemal’ i, Kara Bekir Paşayı, Erzurum’u, Bayburt’u, Kelkit’i anlat. Sana söz, yaramazlık yapmayacağım bir daha, Gül yüzlüm, kınalı saçlım, yanağı benlim, Hayat ağacım, Muhacir ninem benim. Bilirim, Biliyorum gelmeyeceksin, Ne olurdu sanki kalsaydın benimle, Hani Kelkit’ e gidecektik, Anadolu’ nun tozlu yollarından seninle. El sallayacaktık aşinalara, Su verecektik solmuş çiçeklere, çiğnenmiş karanfillere, Belki Ahmet ‘ i bulacaktık, Hoca Salih’ in ezanıyla, Köy meydanındaki çeşmenin başında ikindi namazı için abdest alacaktık. Hani gelirken evde yatalak bıraktığın, Kapısına kilit vurduğun yaşlı nineni arayacaktık, Toplu mezarlarına Fatiha okuyup, Hani seninle Ermeni’ ye hesap soracaktık. Bir Muhacir Ninem vardı benim, Muhacir Ninem canımdı benim. Şimdi buzlar çözüldü, çocuksu yüreğimde, Nedendir bilmem Kırmızı karanfillere bu denli sevdalanmam, Zemheri akşamları gibi kaybolup gitti Muhacir Ninem. Dağlar yorgun, yollar yorgun, yorgun bulutları kovalar rüzgâr, Ne hu çeken sarı başaklı tarlalar, ne de kar savrulan kar taneleri var gözümde, Yolunu kaybeden Karınca, bulmuştur yuvasını herhalde. Şimdi yanma sırası benim, Şimdi sorguya çekilecek ben, Darağaçları yapılan zulümlerin hesabını çekemez. Çok bekledim, Çok bekledim bir gün kalkıp gelmeni, Sana yapılan zulmün hesabını verse de Ermeni. Allah affetmez, ben affetmem, tarih affetmez. Huşu içinde, mabede dönmüş mezarı ninemin, Şimdi yatar sağ yanında garip annemin. Girsem diyorum, şöyle bir anlık koynunuza, Sarılsam hasretle, sarılsam boynunuza. Oturup dertleşsek, kimsenin görmediği bir yerde geceleri, Hediye etsem gözyaşımla yetiştirdiğim Kırmızı karanfilleri. Tutup öpmek isterken kınalı ellerinizden, Alıp götürse Cennet’ e bir Melek sizi Berzah Âleminden. Yine ben kimsesiz, yine öyle garip kalsam, Siz Cennet’ de iken ben sizleri seyre dalsam. Nur yüzlüm, kınalı saçlım, yanağı benlim, Temel taşım, hayat ağacım, Muhacir ninem benim. Birecik – 7 Haziran 1998 Yüksel Erentürk YILMAZ |
ANLATIMINA BAYILMAMAK NE MÜMKÜN...
BİR ÇOK DİZESİNDE KENDİMİ BULDUM DESEM
BİLLAHİ YALAN DEĞİL..
SİZ DE PALAMUT YA DA PELİTLERİ
GÜZÜN TOPRAĞA GÖMER
KIŞIN ÇIKARIR YERMİYDİNİZ,
MESALA...
TA NERELERE ALDIDA GİTTİ BENİ BU DİZELER...
ANLATAN GÜZEL YÜREĞE,
YAZAN DÜZGÜN KALEME VE HARİKA ŞİİRE
TEBRİKLERİMDEN BİR DEMET BIRAKTIM.
ŞAHSINIZA SAYGILARIMI GÖNDERİYORUM...HŞT