MEVT-İ SANATYine şairliği peşine düştüm Hikâyesi dahi zor bir hayatın Açık kapısını zorlar gibiyim “Karnı tok, sırtı pek” pişkin sanatın… Açım, aç dediğim koyu bir yalan Fakirim; bir gram eksilse aşım Kırk bir tabip gezer şu ayaklarım Dişim gıcırdasa, ağrısa başım… “Sebepsiz gözyaşı” devrin modası Her şeyden mahrumsun, ağlamaz isen Önce malı ister ve sonra canı Cananım deyip de birini sevsen… İhtimal vermem ki ben bundan gayri Diyemem; “ağlarsa, bir anam ağlar” Kaç kez şahit oldum; öz evladını Her dem rezil eden söz de ana var… Bir kez insanlıktan renk verir isen; Kara kalem ile seni çizerler Hakkı çiğneyip de geri tükürsen “Hakkımdır” Diyerek onu da yerler… Yükselirmiş meğer gör medeniyet Güya alçaklığın saygın namıyla Tasdik edilir mi onur ve şeref Bi şeref olanın; su-i zanıyla! Şöyle bakarsın da masumluğuna Kıyamaz, derdine hamal olursun Belki kırk gün sonra; yoruldum desen Karşında azılı düşman bulursun… İtibar bellidir: “Türk’üz, Müslüman” Yol verdi yolsuzlar sür, gidiyoruz Zahir ucuz diye bu palavrayı Herkesten önce biz yutuyoruz… Taş atmayacaksam kesin kararla; Bana şair demet elbette kolay Yoğrulmuşsa kalbin taş mayasıyla Başına düşeni kendi şansın say… Yine şairliği peşine düştüm Hikâyesi bile zormuş hayatın Sözümle, özümle ayağa düştüm Bozuk olunca başı, bozuk sanatın… |