bir kıyamet şarkısı
yokluğu
kıyamet dolduran memur bir iblistir korku kadar geniş ceplerinde cenin binlerce şirin tahta kundak ve nice bahardan çaldığı gökkuşakları uçurtma kırıkları ve yarına kurulmuş ve kurulmadan emilmiş düşler ah ruhum bak kopuyorlar kömür kapı gıcırtısı çürümüş tuğlalar dört rüzgar kara kırbaçlarla da hey daha çalmadı ki müdür hey sahip de hey taçlı, arkası yağlı çıplak çalmadı ki düdüğünü o kambur melek hey ruhum bir şarkı ol cinler saçan bir şarkı coşkusunda sarayları uçuracak demir rüzgar coşkusunda kezzap denizleri coşkusunda şimşekli kapkaççıları yeryüzünün bir şarkı ruhum cehennemce ejderha olsun duyunca yılan lav kussun gökyüzünün karnına kurt dişleri çıkartsın tavşan ilik emsin avcı boğazdan insan ah insan bölünsün bin dinamite banka yangınlarında ilaç depolarında fabrika yıkımlarında tanrı mülkünün külleriyle... insan ağzından çıkan kanlı canıyla yokluğa yokluğa yokluğa.. |
senin bu şiirlerin yüzünden asılı kalıyorum hep gökyüzünde bir buluta,
sallayıp bacaklarımı yalnızlığıma sığınmayı nasıl seviyorum bi bilsen.
her şeyden uzak, her şeye yakın ama coşkulu bi ölüme yaklaştırır şiir bizi.
sen çok yaşa şair çok!