Âşıklar
Aşk hep solumuza geliyor…
Eğer birine sevdalanmışsak ismi güzelleşiyor, şiirleşiyor, değil mi? Aşk kelimesi; Mecnun için beş, Leyla için altı harftir. En güzel renk, sevgiyle bakan gözdür. Hiç asık yüzlüyle, aşık yüzlü bir olur mu? Gönlün Sırat Köprüsüdür gözler. Âşık aşığı görünce bakışlarını saklar. Kalp, kan pompalamaktan başka iş bilmezken, Bir gelincik çiçeğine döner. Birbirine gönül verirken, Aşkı sevdiğinde somutlaştırır âşıklar. Biri parola diğeri işarettir, Ayrı ayrı kifayetsiz kelimeler, Birlikte cümle olur onlar. (Sadece görüştüğünüz zaman görüşüyorsanız, Yeterince sevmemişsiniz birbirinizi,) Biri üşüse diğeri titrer, Yağmurla toprak misali lisanlarını anlarlar, Her şey şiir gibi, Birbirine kafiyelidir âşıklar. Yasakla sevmek tanışmamışlar, Sevgi engelleri eriten enzimdir, Böyledir depreme dayanıklı sevdalar, Kalpleri birbirine itekler, Seven, kendinden sevdiğine sapar, Sevgiliyle el ele tutuşmak, özgürlüğü isteklice sınırlamaktır. Aşkı feth etmek ona teslim olmaktan geçer. Başkaları akıl verirken, Onlar birbirinin aklını alır, İşleri yanına hep zarar kalır, Gönlünün kuyusuna Yusuf’luğu atılır, Aşkı kovalarken, yaşamaktan kaçar âşıklar. Geçmiş zaman dese de dil bilimciler, Aslında geçmemiş zamandır kimi şeyler, Dalgındır gözleri, duvardaymış gibi resmi, Kalplerinde aynı fon müziği çalarken, Maziyi günceller, saatceller, dakikaceller, saniyecellerler. Daima dudak payı kadar, aradaki aşkbirimi mesafe, Biri ayrılık alırsa diğerine bedava, Bazen firkat ile evlenir âşıklar. Tam kalp tutulmasında gece mehtap olur. Âşık olunca yeniden çıkar şarkılar, neşeler, gamlar. Birkaç sigara paketi keder, Hayatın damarlarını tıkıyor. Kalplerini yolar zaman, Seviyor-sevmiyor Seviyor-sevmiyor... Dalgın teşbihin falında bi seviyor çıkıyor, bi sevmiyor. İyi ağlar son ağlayan, Aşkta hissesi az olan yönetir, Aşkın meziyetleri İsrafil’in nefesini keser, Aşk sadece aşktır, darası yoktur, Boşken bile taşar âşıklar. Aşk, kıra kıra kalplerine şekil verir. Bir gözünde aşk, bir gözünde nefret. Bazen kalp altını çizerken, gurur üstünü çizer. Darılmaları virgül yapıp sevgilerini uzatırlar. Yansalar da çıt çıkmaz, Zira birbirlerine doluyken boş verilmez, Narın oluşturduğu gölgede elleri tutuşur. Kim bilir daha tanışmadan küserler, Öyle ya; kalbini kırdıysa bir kısmını kendine hatıra alabilmek içindi. Aman! Sebepsiz ara bozabilir anlatım bozuklukları, Ve bir aşk çok yanlış götürür, Aşk, kalınlaştığı yerden kopar, Tartışırken bile el ele yürüyün âşıklar. Kalp bu, aşka bak – kaç, bak – kaç, bak – kaç, Acımadı ki, acımadı ki, acımadı ki. Aşk, hiç acımadı ki. Sefa MERT |