Çay Divanı
Su hâlden hâle girer ateşin nefesiyle.
Işıldar ince belli yağmursu gamzesiyle. Bir bestedir sımsıcak dudaklara yansıyan. Billûrlaşır güftesi semaverin sesiyle. Söner çöl yangınları dudaklarda an be an. Huzur pınarı coşar sinede ayan beyan. Toz şeker işkillenir ve sonra birden erir. Sükutûn çığlığıdır şıngır şıngır duyulan. Söz orucu tutulur yakut rengi anlarda. Kirpiklerden süzülen peri hüsnü zanlarda Kristal gülüşlerin aksi vurunca suya Dem muhabbet demidir artık aşiyanlarda. Su uyur da uyanır ateşin harı ile. Çözülür çayın dili bardakta gelir dile. Efsane geri döner bulutlardan ansızın. Ya anlat ya da dinle geçmesin an nafile. Demlik başını eğer erişir hüsnü ana. Taze nefesli dilber hoşluk saçar zamana. Buğusu yükselirken ıtır saçarak göğe. Bil cümle tutkunları toplanırlar divana. Ankara,19.12.2010 İ.K |