BİR HAYATHayat, tatlı bir zehir tattıkça sızlar yaram O yüzden yaşamakla hiç iyi gitmez aram On bir baş horantayla, anam garip yaşarken Çileli bir devranı sürüp de gitti babam Minicik umuduma, açıverip koynunu Taşıdı nice zaman, içinde taş arabam Çaresiz çare gibi tek sevincim, tesellim; Bir yılda iki kere, bayramlık olan duam Pek yorgun geceleri geçerken hayatımın Soğuk yorgan altında, uyku bulmaktı çabam El içinde hep yarım, bir yanım eksik, mahzun Kalem, defter emanet, yüzüme vurma hocam… Kolay mıdır yaşamak? Yaşamak, zor bir sanat Anlat! Boylu boyunca, boyumdan uzun abam Kanaat, aç gözümün, önünde mi can verdi? Ne yesem de doyamam, ne içsem de kanamam… Açılır, bin bir âlem, yine hüzün, yine gam Duyulan suçsuz feryat, görülen içli dram Nasıl anlatmalıyım? Dilim varmıyor işte Ne kadar uzun ömür, o kadar büyük tasam Bu benim öz yaşamım, aynada kendi yüzüm Kimseye asi olmam, kimseyi sorgulamam Ruhuma, ustalıkla, derdi işlemiş kader Zahmetini çekmeden nefes bile alamam… Bana işin zorunu, derdin hasını verin Derdime gülmüş iken başka neşe aramam… |