İHTİYARIN ŞİİRİBen, bir ihtiyarım... Ön saflarda yer bulmaya çalışırken Hep geriye itilmiş, aşağılanmış Ve umut tespihi dağılmış bir ihtiyar... Hangi derdime yanayım ki; Tesellisi avutsun, derbeder yüreğimi... Kızım; yine ojeli tırnaklarını uzatıp, Saçlarını boyatmış... Meğer ki annesi; gençliğinde yapamadıklarını Kızıma uygulatmış... Ancak kandil gecelerinde görebildiğim, Annemden kalan beyaz tülbent, Kim bilir hangi köşeye atılmış? Oğlumun, kavgasız günü geçmez okulda... Perişan vaziyette geldi akşamüzeri Üstü-başı dağınık, burnu kanamış, Kan çanağı olmuş badem gözleri... Şimdi sorsam; “oğlum, derdin ne”? Diye Hızla çarpacak kapıyı, karışacak geceye... Babamın heybetli bakışları gelir aklıma! Karşısında tir tir titrerdim Ama bir yerde, babadan söz açılsa; Onu nasıl överdim... Annem ve babam; çocuklarını hep koruyorlardı Ne kadar dövseler, bilirdik O kadar seviyorlardı... Oysa şimdi ne dövebiliyor Ne de sevebiliyorum çocuklarımı Sadece; her namaz sonrasında Toplamadan seccademi, Semaya açıyorum; titreyen ellerimi “Ben, bir ihtiyarım” Diye başlıyorum Elinde bastonu, sırtında kamburu olan Ve evinde söz hakkı arayan bir ihtiyar Diyerek ağlıyor, ağlıyorum... Ne zormuş baba olmak... Üstelik yaş kemale erince, Üstelik yıllar arası farkı ulu orta görünce Bir kez daha anlıyorum; Ne zormuş baba olmak... Ben nerde yanlış yaptım Allah’ım! Neydi hatam, kusurum, günahım? Gözlerimin önünde bir bir ölüyor Ölünce fatiha umduklarım; Yani oğlum, kızım ve onların “ana” dedikleri karım Bari siz, bir ihlas sözü verin Elleri elime hiç değmemiş dostlarım Fatiha olmasa da katlanırım Ne de olsa gün görmüş, ölmeden ölüm görmüş Bir ihtiyarım... |