3
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
3235
Okunma
Baharat kokuludur
Akşam üstleri Mezopotamya’da
Kara sevdalara tütsülüdür bacalardan gökyüzüne yükselen
Zencefil, tarçın, kekik kokuları
Karanfillerdir toprak damlı evlerin
Pencere kenar süsleri
Rengarenk yaprakları güneşe tutkundur
Secdeye durur adeta bahratların en nadidesi karanfil
Güneş ışıklarıyla selamlarken toprak damlı evlerin
Beyaz çerçeveli pencerelerinde gökkuşağı renklerine bürünen karanfilleri
Güneş çoktan yol almıştır
Kışkırtan bakır kızılllığını bırakarak
Kurşuni dağ doruklarına
En doğuda ayla sarmalaşan parlak bir yıldız
Göz kırpar tüm ihtirasıyla günbatımında güneşe inatla
Kızılla buluşan kurşuni zirvelere MEZOPOTAMYA’DA
Picasso tablosudur renklerin ihtişamı
Baharat kokulu akşam üstleri Mezopotamya’da
Sarısı buğday başaklarında fırçalanmıştır ustaca
Toprağa tualdir tüm renkler
Kırmızıdır renklerin en katıksız olanı
Şartı bıcak kesmece karpuzlara sevdalıdır
Yeşile yanıktır dut yapraklarında tırtıl
Kozaya aşıktır ölesiye
İpek böceği yırtarken karanlıklarda kozasını
Boyanır işte o anda gökkuşağı renklerine
Kelebek olma sevdasıyla kanat çırpar özgürce
Renklerin ihtişamını alır kraslar, fistanlar, kotikler
Saf ipekten dokunurken renk cümbüşüyle puşiler
Puşicilerin yüreğine yol alır
Ayağı halhallı, burnu hızmalı ince belli kızlar
Hayal konuğudur puşi tezgahlarında yürek yangını sevdalıları
Parmaklar ipeğe dokunurken yürek çarpıntılarıyla
Tüm renkler bu sevdayla işlenir puşilere
Baharat kokulu akşam üsteleri MEZOPOTAMYA’’DA
17 / EKİM / 2010
Birsen İNAL