Hüznümün girdabında depreşir ıstırabım Gece kabaran ruhum gelgitlerle perişan Hicranıma dokunur eski kırık mızrabım Gönlümün teessürü bahtıma alır nişan Sar ufkumu yeniden şavkınla doğ nurefşan
Arkamda çile dolu günlerin intizarı Önümde kayalıklar çağırır intihara Eşilirken bağrında yüreğimin mezarı Çıkamadı ümidim karakıştan bahara Bu yara kaderimden kor sineme hatıra
Feryadım sardı göğü dürüldü koca feza Yokluğun kıyametim varlığın firdevsimdir Yetmez mi eziyetin sessizliğin hakeza Gel artık bekletme gel bekledim kaç mevsimdir Gözlerin gözlerimden kazınmaz tek resimdir
Murat CANBOLAT
Paylaş
Beğenenler
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Hüznümün girdabında depreşir ıstırabım Gece kabaran ruhum gelgitlerle perişan Hicranıma dokunur eski kırık mızrabım Gönlümün teessürü bahtıma alır nişan Sar ufkumu yeniden şavkınla doğ nurefşan
Halil hocanın şiire yaptığı analizden sonra şiiri okumak bir başka güzel oldu bir başka tat aldım, yorum ve analiz bu olmalı. Bu tatlı analiz uslubunu Murat hocanın benim şiirime yaptığı uslüpta da buldum ve her iki kaleme teşekkür etmek gereği duydum. Selam ve sevgiler.
"Hüznümün girdabında depreşir ıstırabım Gece kabaran ruhum gelgitlerle perişan Hicranıma dokunur eski kırık mızrabım Gönlümün teessürü bahtıma alır nişan Sar ufkumu yeniden şavkınla doğ nurefşan"
(a, b, a,b, b) kafiye örgüsünün sekteye uğramadan şiirin sonuna kadar devam ettiği bentlerin oluşturduğu güzel bir şiir. Noktalama kullanılmaması okunmayı biraz zorlaştırsa da, okuyucu ikinci defa okuduğunda ahengi yakalamak zor olmuyor. "Ruhun gece kabarması" çok olağan bir durum. Zira gündüz, insanlar iş, güç, koşuşturma ve kalabalık içinde adeta ruhumuz olduğunu unutarak yaşıyoruz. Gece olup da, kendimizle başbaşa kaldığımızda, kendimizi sorguya çekiyor, adeta kabaran ruhumuzu avutma çabasına girişiyoruz. Tam da burda "gönlümüzün teessürü bahtımıza nişan alıyor" Vicdanımızla olan hesaplaşmamızda, namlunun ucundayız hep. Bu durumda şair; "nurefşan"a ihtiyaç duyuyor ki, gecenin karanlığında en mühim ihtiyaçtır bana kalırsa...
"Tarifsiz kederlerin kıskacında tutsağım Halimi anlatmaya kalmadı hiç mecalim Sensizlik orucunda bu kaçıncı imsağım Ferman düştü katlime firkat namında zalim Kaderin yargısıyla terkedince nihalim" Kırk yıl düşünsem, "imsak" ile "tutsak" kelimelrinin kafiye olabileceğini aklımdan geçirmezdim. Aslına bakılırsa yerini sevmiş de. Yarden ayrılığı, adeta "oruç" kadar önemseyen bir maşuğun yürek sesleri bunlar. Vuslat gecikince yeni bir "imsağa" hazırlanıyor şair. "Yeni bir "sensizlik" orucuna yelken açıyor. "Ferman düştü katlime firkat namında zalim" mısrasını çok iyi anlamadım. Galiba noktalama olmayışının ortaya çıkardığı bir sorun bana kalırsa. "Firkat namında" derken, Firkat adında bir zalimden bahsediliyor galiba. (Sonradan anlar gibi oldum Aklımı seveyim:)))
"Arkamda çile dolu günlerin intizarı Önümde kayalıklar çağırır intihara Eşilirken bağrında yüreğimin mezarı Çıkamadı ümidim karakıştan bahara Bu yara kaderimden kor sineme hatıra"
İşte budur... Benim favorim bu bent. Akıcılık, ahenk, şiirsellik daha doyurucu burda sanki. Ama "intihara" çağıran kayalıklara inşallah kanmaz şair. Yoksa bize ziyafeti kim hazırlar sonra? Kim arar "kasap Arslan Abi"yi, kim yaptırır kıymalı pideleri, güveçleri, tavaları? Sahi Şire birileri söylese, Tavuk yemekten kanatlarımız çıkacak. Şu güveç işine ehemmiyet verse.. Neyse biz şiire dönelim; Ne diyorduk? Kayalıklardaydık en son.. Geçelim kayalığı. "Bu yara kaderimden kor sineme hatıra" Buradaki "kor" "bırakır" mânasında mı kullanılmıştır; yoksa "ateşli köz" anlamında mı? Ya da her ikisini de çağrıştırdığı için bilerek çift anlamda mı kullanılmıştır? Tahminim mi? Evet ikincisi. En azından ben olsam öyle yapardım. "yar bağrında yüreğimin mezarı eşilirken" Çok dolambaçlı geldi bana. İşin içinden çıkamadığım için bu mısradan sıvışmanın vaktidir. Zaman bulursa şaire bir cevap hakkı bırakıp diğer bente geçelim;
"Feryadım sardı göğü dürüldü koca feza Yokluğun kıyametim varlığın firdevsimdir Yetmez mi eziyetin sessizlğin hakeza Gel artık bekletme gel bekledim kaç mevsimdir Gözlerin gözlerimden kazınmaz tek resimdir" Feza ile gök eş anlamlı kelimeler. Ancak akıcılığı zedelemiyor bu durum. Göğü bir çarşaf gibi katlayacak kadar acı bir feryadın tarafımdan duyulmaması, beni kendimle kavgaya zorladı. Dünyada vuslat yoksa firdevs-i âlada bir vuslat emaresi gözüküyordur. Bu kadim aşklarının ve bu aşkların kahramanlarının avuntusu olagelmiştir tarih boyu. Aşk tarihi, cennette kavuşmayı ümit edenlerin listeleriyle doludur. Bu listeye bir çift isim ilavesi zaruri olmuştur :) Sevgilinin sessizliği en büyük eziyettir. Bak buna katılıyorum. Kesin öyledir. "Sessizliğin" kelimesini yazarken bir tane "i" harfi klavye tarafından azledilmiş. Şimdi gördüm. Düzeltirseniz iyi olur. Sondan bir önceki mısrada, "Gel artık bekletme gel bekledim kaç mevsimdir" yerine; "Gel artık bekletme yâr" diye başlasaydınız ve "bekledim", "bekletme" ile "gel" kelimelerinin mükerrer kullanımını daha şık hale getirseydiniz tahminimce final daha akıcı olurdu diye düşünüyorum. Sonuç olarak söyleyebilirim ki, şiir kurgusu, 7+7 hece ölçüsünün bent biçiminde tasarlanması ve kelime zenginliğiyle özgün bir eser olmuştur. Saygılarımla.
Halil Gülşen tarafından 12/10/2010 11:27:05 PM zamanında düzenlenmiştir.
benim aklım şu güveçte kaldı.. Çorum'da bağ evlerinde bir çevirme yemiştim.. unutamadım.. güveç de fena değildir sanırım.. davet eden olur belki birgün.. ))
benim aklım şu güveçte kaldı.. Çorum'da bağ evlerinde bir çevirme yemiştim.. unutamadım.. güveç de fena değildir sanırım.. davet eden olur belki birgün.. ))
Yokluğun kıyametim varlığın firdevsimdir Yetmez mi eziyetin sessizlğin hakeza Gel artık bekletme gel bekledim kaç mevsimdir Gözlerin gözlerimden kazınmaz tek resimdir .. .......Bekleyişin ve tükenen sabrın son deminde şiir...Tebrikler... Slm ve dua ile..ESRA
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.