Ses ve Düş
Kendi masalını seçmeliydin çocuk
Nikotin sarısı dişlerin Hiç yakışmadı zaten bu gülüşmelere Ne sen Anka’ydın, dirilebildin küllerinden Ne de Kaf dağıydı Göğsünde devrimler büyüten ülken Bak bitti Parçalandı ay limon sarısı Saçlarına yıldızlar takan Beyaz karnı fesleğen kokan peri Yıkıp bahçesinde gül dikili evleri Gazze’li çocukların gözleri gibi Gecenin çitlerinden atlayıp gitti Ardında rayların çelik soğuğu Ardında boş salıncakların paslı gıcırtısı Başladı beklenmeyen yangın Bedenim telaşlı Ruhum ateşe yaklaştıkça diri Sanki karnı yırtılan kentlerin semenderi İbrahim kimdi Bu başıma gelen neydi Sorunca söyledi Gecenin kör bekçisi Önce düş ve ses vardı Ses gitti, düş kaldı dedi Radyodaki şarkı Köşedeki sardunya çiçeği Hatta kısa saçlı bir kız resmi Derdin ne o zaman dedi Kendini tanıdıkça çıldıran adam Körfez gümüşten bir bıçak bu akşam Bak parçaladıkça güzelleşiyor şehriyar Hüznün doluyor kahve fincanlarına Dünya açlar için kocaman bir simit Şairler için duman ve efkâr Şair ki biraz şiir Şair ki tenha kendine Biraz kör, biraz sağır Çığlığında boğulurken sokaklar Yatırır gözlerini Ege’nin sularına Dalar çıkar Aklı bir karabatak Her şeyi sanırken su ve toprak Gelir hırpalar yüzünü Hayatın en kocaman sorusu Hadi tut ellerinden kendinin Yalnızlık özgürlüktür inan Ağla korkma, sen kahraman değilsin Susar baktığın gözde anlam Yürekte aşk susar Dudakta kelam Bunu en çok sen bilirsin Sen bu masalın adamı değilsin Su ve topraktan geç gayrı Sır ateşte Yak istersen bu şehri Görsün herkes aslında bir dağ Aşka pervaneden başka yok masal Ateşe girip yanmamakta misal İbrahim’i dinle Dem bu dem Fenafillâh, Dem bu dem Beka billâh Kendi masalını seçmeliydin çocuk Nikotin sarısı dişlerin Hiç yakışmadı zaten bu gülüşmelere Ne sen Anka’ydın, dirilebildin küllerinden Ne de Kaf dağıydı Göğsünde devrimler büyüten ülken |
tebrikler