Eforu Tükenmemiş Cinai Misillemebilir misin sevgilim talan olmuş bir sonbaharın ardından mevsim bahçıvanı olmak nedir bir gönülde koruduğun tüm çiçekler ayaklara mezra verdiğin emekler yerle bir elinde kalan ırzına geçilmiş acı bir azap, umut değil kamyoncu türküleri asılmış bir yol gibi dövülmek yolun yanlış değil üstelik ama tek başına gittiğin her yol, üzerine üzerine geliyor çift şerit eforu tükenmemiş cinai bir misilleme gibi gece gündüz oranın dörtte bir... temdit vurdukça zaman, enfarktüs bileylersin içinden acı şarkılar kanatlanır aklına, gürültücü mahalle çocukları birikir pus tutar camları, dilinin bir gemi geçer karanlıktan uzatırsın ellerini yavaş çekim ilk bakış, ilk yakalanış... gerisi çorap söküğüdür dalga dalga vurdukça hüzün bir yudum, bir fırt, bin ah ve, çözdükçe bitmeyen o yarım bulmaca o son deklanşör! dörtnala giden atlar, hep iki ayakla döner! sonunu göremediğin o tünelden bir soru kalır geriye, hep neden? tonajı kadran kırmış arabesk bir aşktır giyindiğin ve vaz geçemediğin kadar seviyorsun demektir vurulmuşsundur, doludizgin yüreği, gözlerinden kör bir s e v d a n ı n azgın cazibesinin, inadına ve, farzdır artık sana, m o r s alfabesini öğrenmek, yaşamak adına... her soruya, bir cevapsız soru daha düşer hâlâ seviyorsan ama... _sevmek tek cevaplı bir soru,ve hiç sonu olmayan bir macera_ Ya iliklerine kadar ya hiç!.. ToprağınSesi . |
sonunu göremediğin o tünelden
bir soru kalır geriye, hep
neden?
neden?...
yorgun, bitkin, umutsuz...
olmalı mı tünellerin hep sonu...
sorgulatan bir şiirdi
anlam bütünlüğü muhteşem.
tebrikler.