"Birinci ve sonuncu olduğum için
Hem kutsanan hem aşağılanan benim
Fahişe ve azizeyim
Bir erkeğin eşiyim ve bakireyim
Anneyim ve kızım
Annemin kollarıyım
Kısırım ve çocuklarım sayısız
Evliyim ve bekârım
Dünyaya getirdim ve hiç doğurmadım
Doğum sancılarının ilacıyım
Hem karıyım hem koca
ve beni erkeğim yarattı
Babamın annesiyim
Kocamın kız kardeşiyim
ve o da benim dölümdür
Bana hep saygı gösterin
Çünkü ben,
hem kepazeyim hem muhteşem"

Isis ilahisi, İs III ya da IV.yüzyıl,
Nag-Hamadi’de bulunmuştur.

Paulo Coelho - On Bir Dakika adlı kitabından alıntıdır...

Şiire konu olan Maria kitabın öyküsünde de geçen bir hayat kadının takma adıdır
ve "bugün Lausanne’da yaşayan Maria, evli ve iki kız annesidir"...

isteyerek ya da istemeyerek
ne fark eder ki
lanetli yola saptın bir kere Maria
Copacabana’nın kapısından girerken içeri
saf küçük bir kızdın
en mahrem yerinden öperken salyalı bakışlar seni
yosma olup çıktın

ama anlamadın
seksi iç çamaşırlarının marifetini
ve ucube tenlerde öpüşürken
sana yapılanların
dişlerini sıkıp durdun ama nereye kadar
geri adım atmayacaktı ayakların
mecburen metresi olacaktın her gün
başka bir soytarı adamın

içinde üç kimlik
üç mazbut kadın
dolaşıyordu Maria
koynuna giren adama ve mekâna göre
değişiyordu yataktaki adın!
Ralf’i baban gibi görüp atılıyordun boynuna
Terence gelince vahşi ve meşum kölesi kesilip
sarılıyordun izbe çarşafına
ötekinin ise şefkatli annesi olup
öğütler fısıldıyordun kulağına

bazen de övüne övüne
tepeden tırnağa
başından ayaklarına
fahişe kokan yanına
laf dokundurmuyordun hiç
günah sayılan meziyetine

akşamları irinler boşalıyordu bacaklarından
sabahları da tırnak izleri sırıtıyordu kalçalarından
her gün anası babası belli olmayan
piç çocukları doğurtuyordun rahminde
her gün "on bir dakika" için
sahte inlemeleri düşük yapıyordun bakışlarından

çıplak bedenin ne uyanmak biliyordu
ne de haz duyuyordu uyarılmış olmaktan
şarabın kokusuna bile bile sarhoş havasını verip
trans ışıkları yakıyordun bacaklarının arasından
sonra da kurulu bir saat gibi
çalışıyordu "erotik bölgelerin" kasıklarından

anlayacağın ne sen rahibe’ydin Maria
ne de senden doğanlar orospu çocuğu!

Meral Gül...

Paylaş:

5 Beğeni

(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.

Şairin Önceki Şiiri Şairin Sonraki Şiiri

Maria... Şiirine Yorum Yap

Okuduğunuz Maria... şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?

Maria... şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol

Yorumlar

renbo, @renbo

4.1.2015 22:21:27

okuduğumda nedense pis pis sırıttım.

seyfi betik, @seyfibetik

9.12.2010 16:21:57

meral hanım güzel şiirinizi kutlarım saygılarımla

Nevin subaşı, @nevinsubasi

7.12.2010 21:04:43

çırılçıplak kalınsa dahi bitmeyecek bir yolculuk...

her evrede değişen ve değiştiren
koparıp götüren
eklenen ilişen sökülen

................

acıklı bir macera ' ben'i ben'e sürüyen...

nedensiz ve sonsuz olmayan
belden aşağısı varolduğundan tanrı/ece/totem vs
olamayacağını kendi bilgisine kayıtlayan

bütün bunları elde edemeyeceği için daima
kıvranan, sancılanan ve elbette sürünen

i n s a n

gazali'nin ;görme duyusuyla ilgili üç tanımından birini anımsadım okurken.
başkasını görüp kendini görememek.

'şeylerin' yalnız ' görünüşünü' görmek iç tarafını görememek.
buna göre yalnızca sonlu olanı görmek gibi bir sonucu da çıkıyoruz elbette.

düşün ki...............

allah sonsuzdur ve herşeyi kendisinde bulur. seyreder kıvılcımlar gönderir
yakıcı yahut yapıcı yönergeler...

şiir okurken ses ve resim etkisinden uzak olmayı tercih ederim
ancak; taze sağın süt gibiydi

...çok konuştuKm kendimle.

teşekkürler

Mehtap Akkoyun, @mehtap-akkoyun

5.12.2010 18:37:13

*- '' ama sen anlamadın! '' sen'in kaldırılması yerinde olacaktır.Zirâ anlamayan zaten ikinci tekildir.
*- '' geri dönüş yoktu senin için '' senin için de fazlalık bu şiire göre.

Yüzyıllardır kadını anlatıyor şairler.Anne kadını, sevgili kadını, dost kadını, fahişe kadını, bencil kadını vs...
Ama nedense, günümüz şairleri kadını anlatmakta zorlanıyor.

Dünya Edebiyatı'nda Boccacio'nun Decameron, Laclos'un Tehlikeli Alâkalar, D.H.Lawrence'ın Lady Chatterley'in Sevgilisi adlı yapıtları hariç bayağılaşmamış '' erotizm '' eser yoktur.Hatta Henry Miller yapıtları tiksindiricidir.

Fakat;

Türk şiirinde erotizmi bir çok şair ele almıştır.Ve bu şairler o denli güzel işlemişlerdir ki konuyu.

Örneğin Yahya Kemal'ın '' Vuslat '' adlı şiiri sevişmeyi anlatır.Yine Ahmet Muhip Dranas'ın '' Fahriye Abla '' adlı şiiri Türk şiirinde erotizmin güzel örneklerindendir.Necip Fâzıl Kısakürek'in '' Kadın Bacakları '' adlı şiiri de bu kategoride yer alır.

Yine Ece Ayhan, hayat kadınlarına dair çok şiir kaleme almıştır.'' Melahat Geçilmez '' adlı şiirini mutlaka okumalısınız.
Cemal Süreya, Edip Cansever vs...daha çok isim sayabiliriz.Tüm bu örnekler ışığında, şiiriniz son derece zayıf.Kadını metalaştırmış.

Şiirin konusunun, erkek-egemen toplumların isyanlarına benzer bir hınç ile kaleme alındığını düşünüyorum.Ve bu öfkenin şiiri gölgede bıraktığını.Yüksek perde belki bu sesleniş, aşırı uç.Ama şiirin ciddi anlamda kendini tüm fazlalıklarından arındırması gerekiyor.Kaldı ki, lümpen söylemler bu şiirinize yakışmamış.

Çalışmalarınızda başarılar dilerim.

su yolu tarafından 12/5/2010 6:41:21 PM zamanında düzenlenmiştir.