Son Sevda Kuşları...
Son Sevda Kuşları…
Kıyılarına küsüp giden bir dalga gibiyim bu gece. Kumlarına bıraktığım köpüklerdir gözyaşlarım. Ben tuzlu damlalar içinde sarhoş, Ben herkese sesini duyuran bir deniz kabuğu kadar Sana aşığım… Zaman sabırsız davranıyor bu aralar yüreğime. Kıyılarında dolaşıyor sabrımın, anılarımın. Son sevda kuşları da göç ediyor topraklarımdan çığlık çığlığa. Bir ben kalıyorum, bizi kahreden eylül akşamlarında. Sessiz sedasız indiriyor yelkenlerini hayat. Demir atıyor karanlık gecelerin orta yerinde. Aşka memnu cümleler düşüyor dudaklarıma. Kan kırmızı bir yol oluyorsun yanaklarımda. Ürkek adımlarını seçer gibiyim bu şehrin sokaklarında. Nefesin değiyor sanki yüzüme sessizliğinde bu şehrin. Hangi yüreğin içine gömüldüğünü asla bilemedim. Artık ağır geliyor yüreğime bu sır, bu ihanet kokan sızı. Sustuğum yerde vurulmuşum, vurulduğum yerde unutulmuşum… Zaman çok sabırsız davranıyor bu aralar yüreğime. Bu acı, bu içime işleyen sır, bu şirpençe, Ne vakit iyileşecek, hangi tabibin ellerinde. Susmalıyım yeniden, Yeniden gömülmeliyim derin yalnızlığına hayatımın. Görmemeli gözlerim, anmamalı dudaklarım adını. Sesini bile duymamalıyım… Şimdi bir sonbahar arifesinde yüreğim. Senin yağmurlarına küs, Senin rüzgârlarına kırgın bedenim. Son sevda kuşları da göç ediyor susuz topraklarımdan. Ben bir sâlâ arifesinde bu akşam. Dudağıma düşen aşkına memnu cümlelerin son harflerinde Can veriyorum… Kıyılarına küs bir dalga gibi Sana bir avuç gözyaşı bırakıp çekiliyorum… Yusuf Mescioğlu 23.10.08 |
Fazlasıyla şiirdi bence ya da bendeki şiir anlayışına hitap etti.
Tebrik etmeden geçmek istemedim...Saygılarımla.