Şiirin Bel Kıvrımı / Son...Bütün bir gecenin karanlığıyla Bütün bir günün aydınlığını karıştırıp birbirine, Sana yeni bir şafak vakti çizebilirim… Yeter ki eskisi gibi dokunsun yüreğime ellerin… Çünkü ben; Ölmeye yeminli bir kasım akşamı Çıkılacak basamaklarında ömrünün Alnımı ateşe vereceğim… Ölümü yazacağım son defa. Yazamadığım bahar günlerinin inadına Alabildiğine şehvete bulanmış bir gecenin Ölüm soğukluğuna meydan okuyan ter damlalarını yazacağım dağınık yatağımda. Kasıklarında son demlerin kıvranışıyla, Tecavüzüne kahreden bir bakirenin Hesapsızca alnına adak kanı niyetine sürülen bekâret kanını yazacağım, Ahlaktan bahseden pejmürde insanların inadına… Ve Paçavra gibi bir kenara atılmış kerhane güllerinin hayallerini yamayacağım, Anasını sattığım dünyanın gereksiz ahlak kurallarının hatrına. Gelenler, gidenler Gelip arkalarına bakmadan gittiklerini zannedenler, O kadar çok ruhunu unutan var ki hatıralarımın kapı aralığında. Zihnim karanlık bir yetimhaneyi aratmayacak durumda. Son defa söylüyorum; Ya gelmeyin hatırımı sormaya, Ya da çekip giderken ruhunuzu bırakmayın arkanızda… Bak işte; Salyalarını akıta akıta sahte gülümsemelerin arkasına saklanarak geliyor sapkın ruhlar. Elleri bağlı bir kurbanın soğuk sunak irkilmesi yayılıyor tenime, Yoksun kalıyorum, Yoksullaşıyorum. Uzaktan uzağa duyulan ambulans sesiyle Uçurumlara yuvarlanan benliğimin kanlı başını alıyorum kollarımın arasına Yüzü gözü dağılmış Parmaklarımın arasından sıcaklığa bakakalıyorum. Lanet bir kurt kemiriyor beynimi, Gülümsemem de kanım kadar sıcak mıdır acaba? Mahalle aralarında gizlenen Samimiyetsiz sokak muhabbetlerinin hengâmesinde boğulmuş Utangaç kelimeleri alıyorum himayeme, Bekleyin Ben ömrümün en garip hikâyesini anca yazıyorum… Kırık bir masanın üstünde iğreti duran Rakı kadehini anımsatıyor etrafımdaki insanların bakışları, Dökülse ziyan İçsem fikrime zarar… Muallâkta kalmış bir meselenin gözleriyle Çözümü sunacak bir beşere bakıyorum, Belki de azadı mümkündür isyanımın bu gece. Zaman aşımı uydurmalarına gülüyorum çelimsizce. Soğuk geçecek bu kış biliyorum, Ve Şiirin bel kıvrımından pervasızca süzülen ter damlasıyla irkiliyorum, Neyin yok ki sonu, Ben yaşamın sonuna bile aşina gözlerle bakıyorum… Kasım’2010 karalamalar... |
seçki hakettiği yeri bulmuş.
kutlarım, saygı ve selam ile.