Ölüme Tebessüm (iki)Kızıl kırmızısı bir göğün altındayım Ufkumda zehir zemberek bir istikbal bilmecesi Göz çanaklarımda yıllanmış bir avuç gözyaşı ile Dönüyorum yüzümü ecele, Azrail ile aramızda incelir oldu visal Hayat mı? O artık sadece misal Ihlamur kokulu bir gecenin ayazında üşüdü tenim Sanki babam kokuyordu gece Sanki bulutlar ağlıyordu annem yerine Ve ağaçlardan düşüp ölüyordu, kanadı alaca kuşlar Sanki sevgiliden söylenen bir şiirdi rüzgâr. Çöl kuraklığı sardı mor dudaklarımı Ay öyle bir tebessüm buyurdu ki gizlice Sevgilimin sureti canlandı sema’da Gümrah yıldızlar düştü ayak dibime Sevgilimin şehla bakışlarına yazdım kavgalarımı Nicedir böyle şiar edinmemiştim hayatı. Elim avucum sarı sıcaktı öylesine Karanlığa söylenen ılık bir türküydü nefesim Gözlerim desem; koca bir şehrin enkazı gibi yıkık Bir nefeslik araladığımda gözkapaklarımı Avuçlarını kadim dualardan düşürüp, Annem okşuyordu başımı, Günsüz gazeteler uçuşuyordu üstümde… Ben artık… Ölmüş birinin ardından verilen salanın, Sesiyle bakıyorum dünyaya Her şey, her yer nede karanlık… |