Münasebetsiz AşkMünasebetsiz bir aşk Kapımın önünde pusuda Üstelik Haneye tecavüz sınırında Çekip tek kurşunumu vursam kalbinin çekirdeğinden Kaybeder miyim masumiyetimden Öyle ya; yaptığım nefs-i müdafa Ya da güvensem Bir istisna Ya av olursam avcıyken Kuşa, kurda , çakala Her yol aslında başladığı yerde biter Kör noktadır artık hedef aldığımız yer Aynanın sırrı dillerde pelesenk İçi dışına vurmuş yağma sevişmeler Yürekler kıtlık arefesinde Bedenlerde gelişigüzel bir rehavet Ve bu vakitte çok ayıp ruhsal bekaret Tek kullanımlık paketler halinde satılmıyordu Kağıt mendil hiç değildi Kullanıp atılmıyordu aşk Vakti zamanında Çin malı plastik bebek değildi kadınlar Ruhları vardı Çek defteri değildi adamlar Hatta kalpleri bile vardı Masallar vardı Mutlu sonla biten Zeytin ağacı gölgesine diktiğimiz ümitler Kaf dağının ardındaki dev mi çaldı Kahramanlar vardı devleri yenen Büyüdü insan devasa Kahramanları vurdular birer birer İbret olsun diye cesetlerini gömmediler Tellal develerin, berber pirelerin işine son verdiler Grev yaptı mutlu sonlar Masallar da bittiler Ve aşk aceze kaldı Ne çok ana kucağı açıksa hasret Bir o kadar yetim Yetimliğinden ziyade piç Hatta kocaman bir hiç Sahipsizliğinden belki yeltenmesi her kalpsiz bedene Sömürülüp iliğine kadar atıldı ya bir köşeye Biçare İmdat çığlığı yetişmez Gönüllü sağırdır koca bir nesil Ağaç kovukları bile daha merhametli bu devirde Ana sütü kadar saf Bir o kadar çiğ Hem kutsal tapınak Hem ilk günah Kırk yamalı hırka Ya da astragan şaldı omuzlarda Yaman ikilem Var git yoluna Bak aşk ayak altında Kapımdaki münasebetsiz Ne olur artık susma Ya konuş, ya da anla beni Hâl böyleyken Ben nasıl inanayım ki sana |
Varolasın şair...
Tebrikler bıraktım yürekten...