AŞKIN MAHKEME TUTANAKLARI-II-
/ Ankara - Kızılay dolaylarında bir aşk ölü bulundu!
Faili ya da failleri henüz bulunamadı. Bu yüzden herkes kendine bir aşk sigortası yaptırmalıdır... Sonra, karanlığın sonunda kimse kendini tekrarlayıp, taklit edemedi ’Görgü tanıklarının ifadelerine göre,’ bu bir kendini gebertmeydi, kendini infaz! / I İllegal iki notaydık, biz seninle aynı şarkıyı arayan ölü aşkların soluk fotoğrafları faili meçhullerin parmak izleriydik yalnızlığın en yenilmez-aşkın en bırakılmamış yanıydık çok sayıda yasaklanmış şiirlerin yitik imgeleriydik telafisi yok infaz yalnızlığın o şiir senin, bu şiir benim içimde-hep trajik! II dijital aşkları kim satıyor, çağdaş insan pazarlarında kim tedavülden kaldırdı masumiyeti kim intihar etti sadakati kim katletti acıyla büyüttüğün içindeki çocuğu! sorguya çekildi umutların sanıkların susma hakkı vardı oysa kim sürdü ayakların altına sehpayı katil coğrafyalarda!.. sana kim yasakladı yaşamayı hep tıkanmış yollara kim sürdü seni bir türlü varamadığın uzaklıklara her şey gider, bir tek hiçbir şeye benzemeyen yalnızlığın kalırdı hep bir şiir kalırdı geriye hep bir şiir... III hayat seni ölümle tehdit ediyor ve ölüyorsun her gün biraz hayatın direnişçisi, aşka hazırlıksızdın oysa... bir gün sana yenilmemeyi öğretecek mi? yaralarını saklayan şehirler her aşk intihar çağrıştırırken sen de- aşk diye seni doğurdu anan seni doğurdu... şimdi vur kendini, sahibinden satılık sevdalara hiçbir otobüs beklemedi seni beraat etmedi suçlu umutların kim okur kim ezberler hep irileşen yalnızlıklara yazdığın şiirleri kim hatırlar yaş günlerini? üşümelerini kim ısıtır kim diker kalbinin söküklerini kim tamir eder kırık dökük hayallerini? IV /herkes götürürdü kendi gölgesini kendiyle herkes oynardı kendini hayatın sahnesinde herkes kendini yaşar ve ölürdü..!/ V henüz resmedilmemiş ve hiç gidilmemiş coğrafyalarda (U)mutsuzlukların, kimin umurunda!.. ölümü bekletmeli, kapıları sürgülü şehirlerde- dövüşerek ve hep yenilmiş bir kadın yazgısıyla tarihe yazılmalıydın fazlasıyla katlanarak ve kanayarak!.. el ayak çekilmiş ve silah sesleri dinmiş sokaklarda hüküm giymiş çığlıkların çarpacak öyle yorgun suskunluklara şimdi kim söyler türkünü kim doyurur açlığını yol yorgunu gülüşlerine kim ekler sevincini? kimler nasiplenir saflığından hangi öykü anlatır hangi türkü söyler hangi şair yazar seni kim bulur? dipsiz kuyulara atılan kimliğini!.. VI bütün öykün bundan ibaret soğuk ikliminde sevgilerin el ele büyüdüğümüz topraklarda kırsal acıların upuzun ölümlerde, mapushane avlusu belleğinde açlık sana vaad edilirken, kim besler çapraz ateş düşlerini?.. kim merak eder adının anlamını sen ağzına kadar aşkla doluyken kim sarar türkçe yaralarını!.. hangi puşt yalnızlık pusuda bekler seni bir yanın kalabalıklara karışsada hep tenhalığı öteki yanın!.. VII herkes sana saklayarak yalnızlığını karıştılar kalabalıklara şehirler arası hüzünlerin ve son sefer sayılı ayrılıkların sen, sadece susacaksın bu senin tek gerçeğin.. /kim yaşar senin için sen her gün ölürken böyle başkalarına/ ansızın duruveren bir kalpsin sen şarkısına geç kalmış bir notasın şimdi, hangi şarkıdasın hangi şarkıda eskimektesin! (Birdal ERDOĞMUŞ/ANKARA/2001) |
Saygılar....