Son Akşam...
Son Akşam…
Yine hüzün dokunmuş kirpiğine dün akşam, Duydum ki bir vefasız uğruna ağlamışsın. Beni sensiz bırakıp gittiğin o son akşam. Bende bir vefasızın uğrunda ağlamıştım… Kan dolmuştu gözlerim yüreğim üşümüştü. Hatıranla hasretin aklımı bölüşmüştü. Sanki deli poyrazlar ruhuma üşüşmüştü. O akşam mevsimleri hep sonbahar sanmıştım… Sessizce boyun büktüm gözyaşları içinde, Dünyanın tüm renkleri hep siyahtı içimde, Katilimde belliydi işlediğim suçumda, O akşam aynalarda yüzümü bırakmıştım… Unutursun demiştin gözlerime bakmadan, Ben beni unutmuştum sen kapıdan çıkmadan, Aklımla savaşırken delirmekten korkmadan, O akşam yüreğimin sabrıyla sınanmıştım… Ne tek kelâm sitemdin ne beddua dilimde, Gittiğin günden beri aynı dua dilimde, Sen benim tek sılamdın gurbetin son ilinde, O akşam son bir defa sözüne inanmıştım… Yüreğim elvermiyor eden bulur demeye, Demesem de kalmıyor mazlumun ahı yerde, Bir kefen gibi sarıp yüreğimi bu derde, O akşam gölgelerin arasına dalmıştım… Şimdi ben söylüyorum gün gelir unutursun. Anılar defterinde hep hayal kurutursun. Gözyaşları içinde kendini avutursun. Sende sana yanarsın gittiği o son akşam. Usul usul kanarsın terk ettiği o akşam… Yusuf MESCİOĞLU 09.01.2009 |
Demesem de kalmıyor mazlumun ahı yerde,
Bir kefen gibi sarıp yüreğimi bu derde,
O akşam gölgelerin arasına dalmıştım…
heceler harika
yolun açık olur inşlah şair kardeş..
sağlıkla..