Baba’Baba bugün hava ne bulanıktır bil(me)diğin bir yerden gelmiyordum bil(me)diğin bir yere de gitmiyordum ayrıntılarda kaybederken aklımın ziyan yanını ölmekle meşguldüm baba! öğret(me)din bana üzül(me)meyi yas tut(ma)mayı gidenlerin ardından bir tek gülümsemeyi öğrettin bir tek ümidini yitir(me)meyi kendi ayaklarımın üzerinde kendim olmayınca nasıl durabileceğimi öğretmedin baba! göç/erken bir kentten boynu bükük kalan anıları nasıl sırtlanacağımı ö ğ r e t m e d i n b a b a ! ne valize sığıyor şimdi umudum ne de çekip giderken yakamı bırakıyor içimi kaplayan insafsız keder t a r i f s i z h ü z ü n yolcu olmak daha zor baba! el sallayanlara gülümserken bilmediğim bir şaşkınlıkla bilindik veda cümleleri sıkıştırmak i k i l a f ı n a r a s ı n a tandık olmayan gözlere yaklaşırken adımlarım yolcu olmak, yola koyulmaktan ve geride kalmaktan çok daha zor baba! ’UĞURLARKEN’ birileri uzak diyara beni neyin uğur getireceğinden habersiz ne yani bana uğur mu getirecek şimdi mutsuz insan yüzleri? c a n ı m a c ı y o r b a b a ! c a n ı m ç o k y a n ı y o r ! bana ’kendine iyi bak’ demeyi derken, içimi deş(me)mesini öğretmediğin için sana ne desem bilmiyorum şimdi! alacağın olsun baba! alacağın olsun.... g i t t i n ! yangının ortasında beni bırakıp tek başıma ne halt edeceğimi öğretmedin işte baba! -ö ğ r e n e m e d i m - ( a f f e t b a b a b e n i ) deşifre ediyorum şimdi kendimden kendimi uzağa düşmesin diye gülüşlerimdeki gözyaşlarım kendimi acılardan soyuyorum sevince yoğrulmak için fulya/kasım2010 |