Kin’Vurdukça kızgın demire unuttuklarıyla ne de güzeldi akıl hatırladıklarıyla ne kadar mütebessim ve öykünürken gerçeğe ne de masumdu! düşlerde yarını saklamanın faydası yoktu geçmiş hoyrat elleriyle sarmalıyordu geleceği gün anın hazzından yanadır yoktur giden bir anın telafisi her telafinin bir kefareti vardır ya her sorunun bir cevabı var mıdır? ( m u a m m a ) (m)anasız ellerde hırpalanırken kalp acemice kurban edilir asi rüzgara güneşe umarsızca göz yumar birileri vakit şimdi yağmurları oyalama vaktidir yine gidilir kimsesiz köylere yine ağıt yakar cefakar analar öfkeyle belenen nifak kurşunlarında ölen nice yiğidin sahipsizliğinin ardından kan tohumları ekilir toprağa, filiz kirlenir kurnaz bir ağaç boy verir içli bir hikayede çabuk öğrenir kin gütmeyi yeşeren yapraklar zavallı bir babaya ağıt yaktırarak lekelenir kimsesiz bulutlar çaresizce direnir bil(en)ir yağmurlar, hüzünle ekilir yine ustaca acı serpilir yüreklere son kez doğduğunda güneş heba edilir merhametsiz zalimlerin inadına kenetlenirken eller/yürekler bir türküye kurban verilir şafak ezgide açsın diye acının çiçekleri kıssadan hissede payıma düşen kin değil umuttur yüreğime değen asfaltlarda yeşersin diye çiçekler toprağın bereketini karışlıyorum hibe edilen umutsuzluğa cevap olsun diye umudum şimdi karanlığa göz yumanlar için dua ediyorum ’AÇIN GÖZÜNÜZÜ, AÇIN GÖNLÜNÜZÜ EY İNSANLAR’ gençliğimin sahipsizliğinde atarken damarlarım pusuya düşürülen kanım değil kaderimdir bahtsızlığım fulya/kasım2010 |
Güne düşen yüreği, emeği ve kalemi tebrik ederim
Saygı ve selamlarımla...