Ödünç Düştü Çocukluk…kısa kalan yıllar alıngan tozunu silkeler zaman ki bakır akşamlar okşadıkça simleşir yıldızlar… duvarlar ıssızlık kalıntısı silinmiyor çekici, orağı duvarlar yüzümüzün tanığı… yazlıktı sinemalar, atlıkarıncalar gazoz kapakları toplayan cepler kadere kısmete saman gofrete kanan macun damlardı eski aşklardan… mısır patlağı dişlerdi gülümseyen cilası vardı yürek denenin pas lekesini öğrendikçe üstünü örter uyur dünler… şehir yağmalanır anımsarken yağmur düşer ten ürkeklenir çamur karar köylerde analar tezek kokardı nefesler yakmazdı lambasını felek gaz lambası gölge oyunu… eski evlerin sokakları saklı Arnavut kaldırımlı taşlar dizlerimiz kanar ellerimiz çatlar aşkı tanıyalı o acılar sızısız kaldı! alaylı bir hayattır insan taraçası. Cumbalı sabahlar güneşle yer kapmaca seslerimizden kavislenir dudak kıvrımları çığlık satar çocukluk alırdık Affan dededen. … Şimdilerde dil kendi karmaşasında! Söz alır söz satar kekre sataşması. Hiiihhh… Affan dede ölmüş! kaç toprak atıldı nefesine bilemedik geri verin ödünç aldıklarınızı. Geçmiş üşüyor... Affan Dede. Cahit Sıtkı Tarancı’nın bir kahramanıdır. |
ne güzel bir yolculuk.
paylaşan kaleme saygılarımla.